herkese selam.. başımdan geçen ilginç ve gerçek bir olay anlatacağım sizlere! eşim hande ve ben aslen bursalıyız ama iş nedeniyle İstanbul’da yaşıyoruz. ben 35 eşim ise 27 yaşında. İstanbul’a geçen sene taşındık ve akrabalarımızın ataşehir civarında bir evinde yaşamaya başladık. nispeten dar kalıplı bursa’dan sonra gayet eğlenceli bir yaşam bizi bekliyordu. hande daha nişanlılık döneminden beri nadir de olsa kısa etekler , dekolte kıyafetler alırdı ama onları bir kez bile üstünde görmemiştim. sonuçta evlenene kadar ailesinin yanında evlendikten sonra annemlerin alt katında yaşamaya devam etmiştik (mahalle baskısını en yoğun yaşamıştık). Özellikle annem tam kayınvalidelik yapar eşimin kapıcıya gözükmesini bile istemezdi , evliliğimizin daha ilk haftasında bir kez geceliği ve lizözü ile kapıcıya kapıyı açması annemin tam 3 ay kafamı şişirmesine neden olmuştu. İstanbul’a taşınma ihtimaline karşı çok seviniyordu ve sonunda özgür giyinebileceğini, gece rahat rahat dışarıda gezebileceğimizi düşünüyor, çocukluktan beri onu sıkan hesap soran takip eden dar kalıptan kurtulacağına deli gibi mutlu oluyordu.
İstanbul’da 12 katlı bir apartmanda yaşamaya başladık.kütahya escort gerçekten her yeri keşfetmeye çalışmak çok eğlenceliydi , hiçbir yeri tanımıyorduk hafta sonlarımız sabahtan gece yarısına kadar dışarıda geçiyordu. fazla arkadaşımız yoktu, benim işyerim gebze tarafında olduğu için sabahın köründe dışarı çıkıp gece 7-8 gibi eve dönüyordum , o da evde dizi-kadın programı vs vakit geçiriyordu, ilk 5-6 ay toplu ulaşımı bilmediği ve binmeye çekindiği için ataşehir dışına çıkamamıştı. fakat bu zaman zarfında eşimde fiziksel değişiklikler ortaya çıkmıştı ve bunlar beni oldukça heyecanlandırıyordu. Önce kumrallıktan sarışın ve röfleli saçlara dönüş yapılmıştı, biraz sancılı da olsa topuklu ayakkabı ve bot giymeye alışmıştı artık düz ayakkabıyla dışarı çıkmıyordu. etrafındaki ve gezerken gördüğü hanımlarda olduğu gibi etek merakı başlamıştı. 2-3 sene bilumum kotla gördüğüm hatun bir anda hafif diz üstü etekler giymeye başlamıştı.
bir gün bağdat caddesinde yürürken tam önümüzde
karabük escort 1,5 karış tabir ettiğimiz pileli etekli bir bayan geçti önümüzden , resmen merdiven çıkarken iççamaşırı gözükecek kısalıkta bir etek giymişti tabi bende katıksız bir anadolu erkeği olarak salyalarımı akıtarak bakmıştım. hande kıkırdayarak ; bari benim yanımda yapma bana bakarlarsa kızıyorsun ama diye dalga geçmişti. ben de sadece bakmakta bir şey yok , sana da bakarlarsa bir şey demem demiştim. bu diyalogdan yaklaşık 3 hafta sonraydı. kasım ayının buz gibi ama çok güneşli bir cumartesisi avrupa yakasındaki büyük alışveriş merkezine ilk defa gitmek için plan yapmıştık. ben her zamanki gibi 2 dakikada hazırlanmıştım ve dışarı çıkmayı bekliyordum. hazırlanması uzayınca köşedeki marketten sigara alacağımı otobüs durağında buluşmayı tembihleyip aşağı indim. sigaramı alıp otobüs durağında beklerken birden uzaktan kırıta kırıta mini etekli bir afet yaklaşmaya başladı. baştaki heyecanım o gelenin hande olduğunu görünce şaşkınlığa dönmüştü. resmen anca poposunu kapatan bir etek , dizlerine kadar topuklu çizme, beyaz fırfırlı montu ile resmen afet-i devran olmuştu. benim kıpkırmızı suratımı görünce benimle dalga geçerek ; ‘bu kadar güzel olabileceğimi tahmin etmiyordun galiba, o bağdat caddesindeki kızlardan eksiğimin olmadığını görmüşsündür şimdi ‘ dedi. ben ise o sırada önümüzden geçerken hande’yi görünce yavaşlayan arabaları kesiyordum. Şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak ‘ kız bu eteği nereden buldun , nasıl giyeceksin bunu bugün’ dedim. o ise ‘ amaaan ne var bütün kızlar giyiyor hem siyah külotluçorap giydim’ dedi. ne var ki giydiği külotluçorap bazı kızların giydiği teni göstermeyen kalın siyah çoraptan değil, gayet ince parlak seksi bir külotluçoraptı. o günkü eziyetim bambaşkaydı, -gerek alışveriş merkezinde, gerek toplu ulaşımda kaybettiğim terler yüzünden 7-8 tane ufak sulardan tüketmiştim kış vakti. oturunca bacaklar olduğu gibi meydandaydı, gerçi erkeklerden çok kadınlar baştan aşağı süzüyorlardı ama bu bakışlar [bak şu kahpenin giydiği kıyafete bak gündüz vakti..] şeklinde olup akabinde acıyan bakışlar benim üstüme dönüyordu. kavram karmaşası yaşıyordum , eşimin sokakta görüp seksiliğinden etkilendiğim kızlar gibi olmasına gururlansam mı yoksa utansam mı bilemiyordum. neyse kazasız belasız eve döndüğümüzde eteği nereden aldığını sordum. bana ‘ ooo daha neler var zamanlar görürsün ‘ şeklinde bir cevap alınca şaşkınlığım artmıştı. meğer kapanmak üzere olan kokoş giysilerin satıldığı bir butiğin yağmalanmasında aktif rol oynamıştı. benim içimi kaplayan sıkıntı ise ben işteyken yalnız dolaşırken bu etekleri giyerse yaşayabileceği tehlikelerin aklıma gelmesiydi.
akabindeki 2 ay vukuatsız geçti. bu 2 ay hande’nin giyimi cesurlaşmış , eryaman escort yolları öğrenmiş kadıköy-beşiktaş vs gibi yerlere gezmek için gündüzleri gidip gelmeye başlamıştı.eşime sonsuz güvenmekle beraber işteyken aklımın kurcalanmasına engel olamıyordum. en iyisi çözümün eşimin ben işteyken yaşadığı yalnızlığını sonlandırmanın ve onun gibi evhanımı kadınlarla kaynaşmasını sağlamak olduğunu düşündüm. eve gidip gelirken her gün önünden geçtiğim sanat atölyesinin ilanı gözüme çarpıp duruyordu. bu atölye evhanımlarına haftada 3 gün resim dersi veriyor ve elsanatları üzerine uzmanlaşan hanımların ürünlerini pazarlıyordu. bu kursa gitmesini hande’ye önerdiğimde mutlulukla karşıladı hatta hemen o gün giderek kurs ücretini yatırdık ve üye olduk.
atölyenin sahibi bahadır bey 55-60 yaşlarında, beyaz kirli sakallı, entelektüel ağzıyla konuşan yaşına göre modern giyinen çok kibar ve eğlenceli bir beydi. ofisinde 2-3 saat görüştük, şaşkınlıkla bizim dairenin 2 kat üstünde oturduğunu öğrendik. tabi nerdeyse 54 komşumuzun ancak 2-3 tanesiyle tanışmış olmamız nasıl bir metropolde yaşadığımızın özetiydi. kendisi evlenmiş boşanmış , maddi açıdan gayet rahat , hafta sonları eğlenmeye taksim civarına giden , yaşına rağmen eğlence mekanlarına bayılan biri olduğunu gördüm. maddi açıdan ihtiyacı olmamasına rağmen sıkılmamak için sanat atölyesi kurmuştu.
hande kursa başladığı için çok mutluydu. Çevrede çok yakın oturan 3-4 hanımla tanışmış, ayrıca resimden çok seramik sanatına yatkınlığı olduğunu farketmişti. kursa başladıktan 1 hafta sonra bir gün işten dönmüştüm. bana ‘hadi kalk hazırlan misafirliğe gidiyoruz’ dedi. Şaşırarak kime gideceğimizi sorduğumda bahadır bey’in bizi gece oturmasına çağırdığını öğrendim. bütün gün yorulmuş dinlenmek istiyordum ayrıca neden gün içinde haber vermediğini sordum. 5 dk önce telefon edip çağırdığını söyledi. eşimin cep telefonunun bahadır bey’de olması garip gelmekle beraber ses etmedim. hazırlanıp kapının önünde gittiğimde bir torbaya geçen ay aldığı inanılmaz yüksek topuklu siyah rugan ayakkabısını koyduğunu gördüm.. neden ayakkabıları yanına aldığını sorduğumda bahadır bey’in topuklu sevdiğini ve eşimin topuklu giydiğinde onun giyim tarzını beğendiğini söylediğini öğrenmem de ilginç geldi. eşim dizüstü uzun kollu siyah elbisesi, parlak ten rengi külotluçorabı ve uyumlu toka-bileklik kombinasyonuyla gayet alımlı bir günündeydi. misafirliğe gider gitmez torbadan topuklu ayakkabılarını çıkarıp giymesi , misafirlikte terlik giymeye alışan beni şaşırtmıştı. topuklar o kadar yüksekti ki yürümekte zorlanıyordu , dizüstü elbise de mini konumuna geçmişti.
bahadır bey’in evi oldukça modern döşenmiş minimalist bir evdi, rahat koltukları oldukça zengin bir amerikan bar ve güzel bir led tvhome sinema sistemi tamamlıyordu.duvarlarda dünyanın çeşitli ülkelerinden alınmış ilginç kreatif simgeler ve resimler bulunuyordu. hande’nin ilk tepkisi evi ne kadar beğendiğini abartarak söylemek oldu ki bu ev’de ne güzel sinema izleneceğini, eve bayıldığını vurgulayarak belirtiyordu. aynı apartmanda olmamıza rağmen bana da farklı bir muhite geldiğimiz izlenimini veren bir salondu. İkili rahat koltuğa bahadır bey otururken karşısındaki ikili koltuğa eşimi çaprazdaki ufak tekli koltuğa da beni oturttu. hande tam bahadır bey’in karşısına oturduğu için biraz bozulmuştum çünkü yandan bile bayağı açık gözüken bacakları kim bilir tam karşıdan nasıl gözüküyordu.
15-20 dakika havadan sudan konuştuktan sonra hangi içkiyi arzu edeceğimiz soruldu. Çok içkiye alışık olmadığımızdan eşimle kaçamak karşılıklı bakıştık. ben bari bira içelim demeye hazırlanırken evsahibinin ‘size şarap ikram edeceğim çünkü dünyanın en kaliteli şaraplarını bulmakta çok ustayımdır, şarap içilmedikçe gerçekten içilmiş sayılmaz ‘ demesi üzerine şaraplarımız geldi. ben hadi neyse de hande’nin içki konusunda çok dayanıksız olduğunu biliyordum , balayında içtiği 3 bira sonrası 12 saat zom olarak uyumuştu. Şaraplarımız eşliğinde fransız müziği dinler vaziyette tv’den balıkları izleyerek muhabbete daldık, gerçi daha çok monolog gibiydi çünkü bahadır bey bize dünya ülkelerinden , şaraptan , eğlenceden ve aşktan söz ederken biz de şaraptan mayışmış şekilde onu dinliyorduk. Üçüncü kadehten sonra lavaboya gitmiş dönerken gördüğüm manzara karşısında irkildim ; hande, bahadır bey’in karşısında bacak bacak üstüne atmış içkiyle de iyice gevşediğinden olsa gerek müthiş bir frikik vermişti. onlar karşılıklı otururken ben de ufak ve nispeten daha alçak koltukta yanlamasına onları izlemekte ,yorgunluktan ve içk**en sıkılmış ve uykum gelmiş vaziyette oturmaktaydım. o an aklıma hep beyaz saçlarından ve sakallarından yaşlı ve zararsız konumda olarak beynimde şekillendirdiğim bahadır bey’in eşim için tehlike arz edebileceği şüphesi geldi. ada her ne kadar yaş baş almışsa da bekardı ve eşim gibi saf ve eğitimsiz taşra kadınlarını etkileyebilecek özelliklere sahipti. ben bunları konuşurken bahadır bey beni muhatap almayı tamamen kesmiş hande ile birebir muhabbete dalmıştı. onun şarabı sevip sevmediğini soruyor, beğendiğini öğrenince de ‘ ben seni 2 ayda şaraba alıştırırım merak etme, bugüne kadar içmediğin büyük hata’ gibi ucu açık cümleler söylüyordu. bahadır bey’in eşimi nasıl ve nerde şaraba alıştıracağını düşünürken eşim hadi kalkalım şimdi uyuyacağım yoksa demesiyle kendime geldim. güzel ağırlanma için teşekkür ederken bahadır bey’in eşimin ayakkabısı çıkarmasına ve babetini giymesine yardımcı olması da gecenin son bombasıydı. eve gidip adete sızarak yatağa yattığımızda bu topuklu olayını sordum eşime, eşim ise geçen gün kursa etek ve topuklu ile gittiğinde bahadır bey’in onu giyim zevki için tebrik ettiğini ,çok saf ve duru bir güzelliği olduğunu söylediğini ve bizim çok yakıştığımızı vs gibi konular konuştuklarını ayrıca bu kadar avrupa görmüş kibar bir beyden övgü almasına bayıldığı söyledi. olaylar gittikçe ilginç bir hal alıyordu. söylediğine göre diğer kadınlar bahadır bey’in eşime daha ikinci günden bu kadar ilgi göstermesini kıskanmışlar ve bu durum eşimin çok gururunu okşamış.
İlginç bir durumunda kendi aramızda konuşurken eşimin bahadır bey için amca tabirini kullanmasıydı. demek ki eşim de kendi açısından ne olursa olsun bahadır bey’i zararsız görüyor ve yaşı itibariyle tehlike oluşturmayacak biri olarak görüyordu. eşime sonsuz güvenmekle beraber bahadır bey için emin olamıyordum .bir yandan da eşimin bu kibar İstanbul beyefendisi tarafından övgü görmesi gururumu okşamıştı. eşimin telefonunu almış artık her gün sudan nedenlerle 2-3 kere eşimle telefonda konuşuyor ve gördüğüm kadarıyla adamın benim tepki göstereceğime dair en ufak kaygısı bulunmuyordu. adam hakkında bilgi sahibi olmalıydım; yan apartmanın aşağısında bulunan markette galeriyi çok iyi bilen marketçinin anlattıkları ilginçti : bahadır bey hızlı çapkındır; her hafta başka kız getirir, siker bırakır,biz bu yaşımızda o adamın hızına ulaşamayız! korktuğum başıma gelmişti , adam entelektüel bir olgun görünümlü karı kız avcısıydı ve en önemlisi saf eşim buna en ufak ihtimal vermiyordu.
bu olaydan 2 gün sonra servisle eve dönerken heyecanlıydım çünkü o akşam tv’de galatasaray’ın şampiyonlar ligi maçı vardı. eşimin favorisi muhteşem süleyman dizisinin o gün olduğu da tamamen aklımdan çıkmıştı. acele yemek yiyip tv karşısına oturma planları yaparken eşimin bu akşam dizim var demesiyle irkildim. diziydi maçtı derken biz biraz gerilmiştik işte o an eşimin telefonu çaldı. yarın kursun iptal edildiğini söylemek için aramıştı fakat eşimin sesindeki gerginliği hissetmişti. ne olduğunu sorduğunda eşim olayı anlattı. bahadır bey telefonda gülüyordu, ‘ ne var canım gel burada beraber izleyelim, eşin rahat rahat maçını izlesin ‘. hande ben sizi 2 dakikaya arayayım diyerek telefonu kapattı . tedirgindi, bana telefonda konuşulanları anlattı. ben tamamen irkilmiştim. bir taşra şehrinde muhafazakar bir ortamda büyüdüğümden dolayı eşimin ben olmadan misafirliğe gitmesi fikri absürt gelmekle beraber içimi bir heyecan kaplamıştı. umursamaz görünmeye çalışarak ‘İyi ya dedim git izle dizini, ben de maçımı izlerim’ dedim. hande sevinçle hemen hazırlanmaya gitti.
huzursuz ve karmaşık duygularla tv başına oturdum. adam tehlikeli ,ev tehlikeli eşim de saf ve temizdi. eşimin ne giyeceğini çok merak ediyordum, tv’nin olduğu koltuktan sokak kapısı gözükmediği için tetikteydim, eşimin sesi geldiği anda gidip bakacaktım hemen. İki dakika sonra hande bağırdı ben gidiyorum tatlım diye. kalbim çarpa çarpa sokak kapısının önüne gittiğimde kalbim duracaktı. biricik karım ancak bir numara büyük olabilecek pembe bir bol kesim kazağı tunik tarzında giymiş, altına da sadece siyah ince külotluçorap giymiş geçen gün giydiği topukluları poşete sokmakla uğraşıyordu. eğilince külotluçorabın siyah kısmı gözüküyordu,bu görüntü beynime bi süre kan gitmesini engellemişti. beni görünce ; ‘bak canım ,bunu da o kapanan butikten aldım hem de 40 tl’ye nasıl güzel di mi’ diye gülümsedi. ben de bozuntuya vermeyerek gerçekten çok yakıştığını belirttim. aklım gitmişti , bir karar vermem gerekiyordu. eğer üstünü değiş kot falan giy desem heyecanım gidecekti, eğer ses çıkarmasam göz göre göre gavat durumuna düşecektim. eşimin bayramda giydiği dizüstü eteği yüzünden annemden bi ton azar işiten ben, eğer eşimin bu kıyafetle hem de bekar bir erkeğe misafirliğe gittiğini bilse herhalde beni evlatlıktan reddederdi. yüzde yüz emin olduğumsa hande’nin bu kıyafeti adamı etkilemek için değil ,o kültürlü ve entelektüel adam karşısında iyi giyimli gözükmek için giydiğini bilmemdi.
eşimi yolcu edip kapıyı kapadıktan sonra içim içimi yemeye başlamıştı. maça hiçbir şekilde odaklanamadığım gibi eşimi arayıp çağırsam mı ben de sıkıldım diyip oraya gitsem mi diye çeşitli seçenekleri aklımdan geçiriyordum. eşimin o kıyafetle adama verdiği frikikleri düşündükçe ateş basıyordu. ne olduğunu bir şekilde izlemek istiyordum ama maalesef bu mümkün değildi. 23:30’da biten diziden itibaren 40 dakika geçmesine rağmen ses soluk çıkmamıştı. artık ateş topuna dönmüştüm. saat neredeyse yarım olacaktı , eşimden haber yoktu. artık dayanamayıp aradım, eşim altıncı çaldırışta telefonu açtı. nerede olduğunu sordum, saatin farkında olmadıklarını biraz sonra geleceğini söyleyerek telefonu kapattı. saat 1 gibi eve geldiğinde tüm kızgınlığımı ve merakımı gizlemeye çalışarak ilgisiz gözükmeye ve neler olduğunu tam olarak anlattırmak istiyordum. Öncelikle bir bahaneyle topuklusunu giydirerek adamın görüş açısını yakalamak istedim. fakat eve gelir gelmez topuklusunun olduğu poşeti atarak ‘aşkım ben yatacağım şarap çook güzeldi’ diye yanımdan rüzgar gibi geçiverdi. resmen kulaklarımın duyduğuna beynim inanmak istememişti, eşim bekar adamın evinde adamla içki muhabbeti yapmıştı ve bunu çok doğal bir şeymiş gibi bana aktarıyordu. o gece anında sızdığı için hiçbir şey anlattıramadım, sabahı zor ettim. sabah uyanınca kahvaltıda hemen dün gecenin nasıl geçtiğini sordum. dizi başladıktan sonra dar ikili koltukta yan yana oturarak diziyi izlemeye başlamışlar, ardından bahadır bey sıkıldığını söyleyerek şarap getirmiş, bir güzel içmişler ,adam eski resimlerini göstermiş, eski karısını anlatmış , evi gezdirmiş falan. bu noktada kalbim çarpmıştı, yatak odasını da gördün mü peki lafı istemsizce ağzımdan çıkıverdi. meğerse yatak odasını görmekle kalmamış , eski resimleri yatağın üstünde incelemişlerdi. yatak odasının tavanının tamamen aynalarla kaplı olması da eşimin çok hoşuna gitmiş ve bunu adama da belirtmişti. ayrıca adam eşime bacaklarının güzel olması nedeniyle ona eteğin ve elbisenin çok yakıştıştığını, evden her çıktığında etek giymesi gerektiğini de söylemişti. eşimin bütün konuşulanları ve ayrıntıları anlatmasından şüphe duyacak bir şey kalmamıştı. adam eşime yazıyordu fakat o kadar fark ettirmeden yapıyordu ki eşim onu bir amca olarak bir büyüğü olarak görüyordu. eşim ise adamın evine girip çıkan eskortlardan farkı kalmamıştı.
2 haftadır cumartesi-pazar şirketteydim ve resmen parmağımı oynatmaya halim kalmıyordu. eşim de haliyle tüm hafta sonu evde oturmaktan oldukça şikayetçiydi. bir akşam evde yemek yerken eşim bahadır bey’in onu hafta sonu gezdirmek istediğinden bahsetti. eşimi cumartesi önce tiyatroya sonra da canlı müzik yapan bir tanıdığının mekanına götürmek istediğini söylemiş. hande de bir eşime sorayım cevap veririm demiş. adam benim hiç ses çıkarmadığımı görünce iyice azıtmış ,eşimi partner olarak gezdirmeyi teklif etmeye kadar işin cılkını çıkarmıştı. hande ise işin eğlencesindeydi. ne güzel 3-4 saat kafam dağılır diyordu. gitmesine izin vermekten başka çarem kalmamıştı. saat kaçta gidip kaçta geleceğini sorduğumda , bahadır bey beni arayacak ben de bilmiyorum dedi. o cumartesi işteyken ne oldu ne zaman çıkıyorsunuz diye aradığımda eşim akşam çıkarız herhalde diyince işin rengi tamamen değişmişti. olay masum bir gündüz tiyatro gezisinden gece gezmesine dönmüştü. gece saat 8de döndüğümde eşimi hazırlanırken buldum, gülerek benim yemeğimi hazırladığını bir güzel dinlenmemi tavsiye ederek dudaklarımdan öptü. zaten başka bişeye mecalim kalmamıştı. kıskançlıktan kuduruyordum ama olacaklar yine de beni heyecanlandırıyordu. genelde akşam çıkmıyorduk akşam giyebilecek özel pek giysisi de yoktu. normal kumaş pantolonunu ve saten gömleğini giydiğini gördüğümde biraz rahatladım.ama makyajını felaket abartmıştı, boyama tahtasına dönmüştü. İyi eğlenceler hayatım diyerek onu yolcu ettim. karmakarışık duygular içerisindeydim, arayarak kıskanç koca rolünde olmak istememekle beraber an an ne yaptıklarını ölümüne merak ediyordum. gece saat 11 olunca artık dayanamayarak aradım, eşim daha sinemanın yeni bittiğini, müzik yapılan yere yeni geçtikleri söylüyordu ve benim uyumamı dinlenmemi söylüyordu. Çaresiz telefonu kapatmıştım eşim resmen elden çıkmış gibiydi. hande artık benim eşim ama bahadır bey’in seks harici partneriydi. gece uyumayı bırak dört döne döne saati 3 etmiştim,tiyatro sinemaya dönmüştü ve gece gidilen mekan belli değildi. sarhoş gelip gelmeyeceğini merak ediyordum ayrıca geldiğinde hemen sorguya çekip bütün gece neler olduğunu tek tek anlattırmam gerekiyordu. cama yapışık beklerken uzaktan bahadır bey’in arabası gördüm , perdeyi siper ederek beklemeye başladım. Önce bahadır bey indi , hafif yalpalıyordu. daha sonra eşimin kapısını açtı bir anda beynimden vurulmuşa döndüm. pantolonla evden çıkan eşim süper mini giymiş şekilde geri dönüyordu. acaba rüya mı görüyorum diye tekrar tekrar baktığımda eşimin dar ve minicik eteğini ve sokak ışığında parlayan ten rengi külotluçorabı net belli oluyordu. bu benim için bardağı taşıran son damlaydı, işin rengi değişmişti. eşim hangi ara ve nerede üstünü değiştirmişti ve nereden geliyorlardı ne yapmışlardı. bütün soruları kafamda tasarlayıp kapıyı açmaya davrandığımda önce eşimin arkada bahadır bey’in bizim katı pas geçerek yukarıya çıktıklarını kapının gözünden hayretle gördüm. eşim merdivenden çıktıkça bacakları parıl parıl parlıyor ve gerisinden gelen bahadır bey’e poposuna kadar göz ziyafeti sunuyordu. kapının önünde yıkılmıştım. karım beni aldatıyordu, ve bunu resmen benim bilgim dahilinde yapıyordu. nasıl davranacağımı kestiremiyordum, polis çağırıp suçüstü yapmayı bile düşündüm ama sonunda beklemeye kadar verdim. aradan bir saat geçmişti ki kapı sesi duyuldu. eşim olanca sessizliği ile kapıyı açıp eve sızmaya çalışıyordu. davranıp ışıkları açtım :eşim evden çıkarken giydiği kıyafeti ile karşımdaydı. yüzümü sapsarı olmuş onu beklerken bulunca şok olduğunu hissettim ama her şey normalmiş gibi davranmaya çalışıyordu. saçları ve makyajı tamamen dağılmış, boynu kızarıklıklar içindeydi. biraz sıkıştırarak neler olduğunu tam olarak eksiksiz anlatmasını istedim. kıyafeti gördüğümü görünce çorap söküğü gibi çözüldü. meğersem bahadır bey kapının önünde eşimle buluşunca pantolon giydiği için eşime bozulmuş, arabada giderken biryere uğrayıp hande’ye etek almayı istemiş. eşim ne kadar istemediyse gidilecek yerin özelliğini bilmediği ve yaşça çok küçük olmasının etkisiyle tamam diyivermiş. yol üstünden bir mağazadan bahadır bey kabinin önünde beklerken 5-6 etek denemiş en kısasını bahadır bey ona hediye almış seçtiği külotluçorabı da giydirmiş,üstüne de uygun dekolte bir bluz seçmişler.ardından sinemaya gitmişler, filmin ikinci yarısında bahadır bey elini eşimin çıplak bacaklarının üstüne atmış ve çekmemiş. eşim de herhangi bir okşama olmadığı için ses çıkarmamış ama olayın renginden biraz kuşkulanmış. daha sonra disko tarzı bir mekana gitmişler, alkol eşliğinde gençler hoplayıp zıplarken eşimle bi köşede içmişler. asıl bomba eve dönünce yaşanmış. eşim benim uyanık olabileceğim şüphesiyle evden çıkarken giydiği kıyafetleri bahadır bey’de giyip öyle dönmek istemiş. bu yüzden bahadır bey’in evine çıkmışlar. eşim zaten diskoda içtiklerinin etkisindeyken bahadır bey çok ısrar ettiği için 1 bardak daha içmeyi kabul etmiş. slow müzik eşliğinde içerken bahadır bey sen bu arada üstünü değiştir diye eşimin kıyafetlerini çıkarmış. eşim kıyafetleri alıp tuvalete gitmek isterken bahadır bey benden mi utanıyorsun burada değiş işte diye eşimin elinden tutmuş. burada kalbim yerinden çıkacaktı, peki sonra ne olmuştu? eşim kulaklarına kadar kızararak ısrarlara dayanamayarak onun önünde üstünü değiştirdiğini itiraf etti. eşim resmen adamın önünde striptiz yapmıştı ve açık açık bana bunu anlatıyordu. tabi maalesef burada olay kopmuş.. eşimi iççamaşırlarıyla gören adam artık dayanamayıp eşimin tüm karşı çıkmalarına rağmen onu altına almış. o kadar profesyonel adam ki o arada prezervatifini takmayı ihmal etmemiş. hande’nin söylediğine göre herşey en fazla 5 dakika sürmüş. bunları anlatırken 5 yıl yaşlandığımı hissediyordum. asıl şok edici olan sevişme bittikten sonra eşimin adama tepki göstermemesiydi. bir de üstüne sigara içmişlerdi. eşim yaşadığı şokun etkisiyle hemen giyinip eve dönmüş ama kapıda bana yakalanmıştı. anladığım kadarıyla eşim sarhoşluğun etkisiyle tam tepki gösterememiş, olay bittikten sonra ciddiyeti anlamıştı.
artık iki seçeneğim vardı. ya adama hesap sorup intikamımı alacaktım veya hiçbirşey olmamış gibi devam edecektim. bu olayların bu şekilde gelişmesinde benim de suçumun olduğunu biliyordum , biraz heyecan uğruna eşimi çok serbest bırakmış , sonunda eşimin o kişinin altına yatmasını engelleyememiştim. hiçbirşey olmamış gibi davranmaya karar verdim ama eşimin o kişiyle bir daha görüşmesini yasaklamıştım. adam o kadar yüzsüzdü ki iki gün sonra beni asansörde gördüğünde hande hanım hasta mı ona ulaşamıyorum diye bana serzenişte bulunuyordu. beni ofisine davet etti.adamın ağzından belki bir-iki laf alırım diye gittim havadan sudan konuştuk. eşimi iki gün önce siken adam karşımdaydı ama nerdeyse adamla dost olacaktık. kısacası İstanbul beni çok değiştirmişti…