Yarak Merakı Annemle Beni Tuzağa Düşürdü-4
Hiçbir şey olmamış gibi, ben annemle beraber mağazada çalışmaya devam ediyordum. Annemle o konuyu da hiç konuşmuyorduk. Tahir’in bana ve anneme olan ilgisi de yok denecek kadar azdı. Diğer kızlara nasıl davranıyorsa, bize de öyle davranıyordu. Bu yaşananları unutmak istiyorduk.
Aradan epey zaman geçmişti. Bir gün mağazaya Tahir’in oğlu Tarık geldi. Uzun boylu, yakışıklı bir gençti. Özel bir üniversitede okuyordu. Mağazadaki diğer kızlar neredeyse ağzının içine düşecekti, ama ben oralı olmuyordum. Tarık birkaç gün sonra tekrar geldi. Bana özellikle baktığını görüyordum. Gelişleri sıklaşmıştı. En sonunda bir gün tekrar geldi, kimseye göstermeden bana küçük bir kağıt uzattı ve gitti. Kağıtta benden çok hoşlandığını, benim diğer kızlar gibi olmadığım için beni çok beğendiğini, eğer istersem kendisiyle ciddi anlamda görüşmek istediğini yazmıştı. Altında da cep telefonu ve mail adresi vardı…
Ben kararsız kalmıştım. Tahir gibi bir adamın oğlu, eğer istersem, benimle ciddi olarak görüşeceğini söylüyordu. Tarık yakışıklı, benim yaşımda bir çocuktu. Açıkçası ben de ona karşı duygular besliyordum. Birkaç gün sonra kendisini aradım. Böyle böyle konuşmaya ve görüşmeye başladık. Artık annemden izin almadan dışarı çıkmama gibi bir derdim yoktu. Anneme çok kulak asmaz olmuştum. Tarık ile mağazanın kapalı olduğu Pazar günleri buluşuyorduk. Beraber sinemaya gittiğimiz bir gün, birbirimize sarılarak filmi izledik. Onu seviyordum. O da beni seviyordu. Onunla evlenmek istiyordum…
Daha sonra, beni evlerine davet etti. Doğrusu çekiniyordum. Tarık anne ve babasına bir kızla beraber olduğunu söylemiş, ama kim olduğunu söylememişti. Beni bir Pazar günü elimden tutup evlerine götürdü. Evleri iki katlı bir villaydı. Eve vardığımızda kapıyı annesi Zeynep hanım açtı. Karşısında beni görünce çok şaşırdı, ama hemen boynuma sarıldı. Zeynep hanım mağazadan beni tanıyor ve ne zaman gelse mutlaka yanıma uğruyordu. Zeynep hanım oğlunun benimle beraber olmasına çok sevinmişti. Ama Tahir bu işe çok kızmış gibiydi, o gün hiç konuşmadı. Ben açıkçası Tahir’in olumsuz bir şey söylemesinden çok çekiniyordum. Bu konu hakkında anneme hiçbir şey söylemedim. Annemin ne diyeceğini tahmin ediyordum çünkü…
Tahir ilerleyen günlerde de bu konu hakkında hiç konuşmadı. Yine bir Pazar günü Tarık’la buluşunca, beni tekrar evlerine çağırdı, annesinin benimle konuşmak istediğini söyledi. Beraber evlerine gittik, ama evde kimse yoktu. Tarık annesini aradı, annesi dışarı çıkmak zorunda kaldığını, akşama döneceklerini söyledi. Tarık’la evde yalnızdık. Ben koltuğa oturdum, Tarık da yanıma oturdu. Kolunu boynuma dolayarak beni yanağımdan öpmeye başladı. Ben, “Yapma, olmaz!” desem de, Tarık, “Neden istemiyorsun? Karım olacaksın zaten, çekinme! Seni seviyorum, çocuklarımın anası olmanı istiyorum!” diyordu. Bu sözleri ile beni yumuşatmıştı. Sonra öpüşmeye başladık. Ben dudaktan öpüşme konusunda tecrübesiz olduğum için, Tarık ne derse onu yapıyorum. Sonra Tarık elini eteğimden içeri sokarak, kalçalarımı okşamaya başladı. Benim de hoşuma gidiyordu. Üzerimdeki kazağımı yukarı sıyırıp, sutyenimin içine elini sokmuş, memelerimi okşuyor, uçlarını parmaklarıyla sıkıyordu…
Daha sonra beni kucağına aldığı gibi, üst kattaki kendi yatak odasına çıkardı. Yatağın üzerine bıraktı ve yanıma uzandı. Yavaş yavaş üzerimdekileri çıkarmaya başladı. Eteğim, kazağım, türbanım derken, iç çamaşırlarımı da çıkarınca, yatakta çırılçıplak kalmıştım. Çok utandığım için ellerimle amımı kapatmaya çalışıyordum. Tarık da tamamen soyunmuş ve yanıma uzanmıştı. Ellerimi çekip, parmağı ile amıma dokunmaya başladı. Memelerimi öpüyor, uçlarını ısırıyordu. İçim bir hoş olmuştu, daha önce böyle olmamıştım hiç. Tarık dikleşmiş yarağını ağzımın kenarına getirerek yalamamı istedi. Daha önce babasının yarağını zorla yalamak zorunda kalmıştım, ama şimdi oğlununkini isteyerek yalıyorum. Tarık’ın yarağı da babasınınki kadar vardı. Dudaklarımın arasında koca yarağı emip, ağzıma sokup çıkarıyordum. Tarık kendinden geçmiş, “Ohhh, yala, yala aşkım, devam et!” deyip duruyordu…
Daha sonra Tarık çekmecelerden birini açıp, prezervatif çıkardı, kalkık olan yarağına bunu geçirdi ve bacaklarımı ayırmamı söyledi. Telaşlanmıştım, “Ne yapacaksın? Niyetin ne?” diye sordum. “Seni sikmek istiyorum, sen de çok hoşlanacaksın!” diyordu. “Hayır olmaz, ben bakireyim!” dedim. “Korkma, sen benim helalimsin, karım olacaksın zaten!” deyince, dediğini yaptım, bacaklarımı ayırdım. Tarık üzerime uzandı ve kalkık yarağını yavaşça amıma sokmaya başladı. Ben de bacaklarımı daha da açarak içime daha rahat girmesini sağlamaya çalışıyordum. Tarık yarağını biraz daha amıma soktuğunda, kızlığım gitmiş ve çok canım yanmıştı. Tarık içimde gidip gelmeye başladı. Önce yavaş yavaş, sonra da hızlı hızlı gidip geldikçe, kendinden geçmiş, “Ohhh, ohhhh!” deyip duruyordu. Yarağı amıma ancak yarısına kadar girebiliyordu, Tarık daha da zorladıkça, ben feryat ediyordum…
Üzerimde gidip geldikçe yatak daha şiddetle sallanıyordu. Memelerimi öpüyor, yalıyordu. Derken Tarık inleyerek boşaldı. İçimden yarağını çıkardığı zaman yarağına taktığı lastik kandan kıpkırmızı olmuştu. Kızlığımın gittiğinden artık hiç şüphem yoktu. Çok korkuyordum. Ağlamaya başladım. Ama Tarık, “Korkma aşkım evleneceğiz, zaten kondom kullandım, hamile kalmazsın!” diyordu. Ben yine de bunları annemin öğrenmesinden çok korkuyordum. Kızlığım gitmişti, artık bir kadın olmuştum…
Neyse, giyindik, aşağı kata indik. Tarık, “Yiyecek bir şeyler hazırlayayım!” diyerek mutfağa geçti. Beni orada beş dakika kadar yalnız bıraktı. Salona göz gezdirince, yaşadıkları zenginliği daha iyi gördüm. Bir de bizim gecekondu aklıma gelince, aramızda dağlar kadar büyük bir fark vardı. Tarığın ailesi zengindi, ailesi beni ister miydi? Tarık ekmek arası yapıp geldi. Beraber yedikten sonra ben türbanımı bağlayıp, pardesümü giyindim, çıkmaya hazırlanıyordum. Ama Tarık beni tekrar öpmeye başladı. Ben bu sefer karşı koymuyordum, sessizce duruyordum. Artık kızlığım gitmişti, bu saatten sonra neyin savunmasını yapacaktım?
Tarık beni öperek masanın önüne getirdi, yüzümü masaya çevirip, “Hadi sevgilim domal!” dedi. Domalmanın ne olduğunu annemden öğrenmiştim. Pardesümü çıkarmak istedim, ama Tarık, “Hayır, çıkarmana gerek yok!” dedi. Aynı annem gibi masayı kenarlarından sıkıca tutarak eğildim. Tarık arkama geçip, eteğimi ve pardesümü belime sıyırdı. Diğer giysilerim ve türbanım da hala üzerimdeydi. Külotumu bacaklarımdan sıyırıp çıkardı. Sonra da pantolonunu indirdi. Az önce yarağına taktığı kondomdan tekrar bir tane taktı. Götümün yanaklarını iki yana iyice açıp, amımı iyice ortaya çıkarınca, yarağını yavaşça amıma sokmaya başladı. Daha sonra hızlanarak, bu şekilde amımı sikmeye başladı. Kalçalarımdan tutmuş beni kendine çekiyor, şiddetle yarağını amıma sokup çıkarıyordu. Bir süre amımda bekliyor, sonra tekrar sokup çıkarıyordu…
Yarak amımda gidip gelirken, az önceki gibi acı hissetmediğimi fark ettim. Açıkçası busefer benim de hoşuma gitmişti. Biraz sonra zevkten inliyordum, “Ohh, sik beni aşkım, sik!” diye söyleniyordum. Tarık ise, “Sana dedim değil mi, bak senin de hoşuna gitti!” diyerek yarağını daha çok sokmaya çalışıyordu. Yarak amımı delip göbeğimden çıkacak gibiydi sanki. Tarık zorladıkça, ben de acı ile karışık zevk alıyordum. Tarık amımı sikerken, parmağını da götüme sokmaya başladı. “Yapma!” desem de, Tarık parmağını götüme sokmaya devam ediyordu. O sırada önce Tarık, sonra da ben, kendimizden geçmiş halde boşaldık. Tarık bir süre daha amımda bekledi, sonra yarağını çıkardı. Kondomun içi Tarık’ın dölleri ile dolmuştu ve kondomda yine biraz kan vardı. Biraz birbirimize sarıldık, sonra toparlandık, dışarı çıkıp dolaştık.
Ertesi gün mağazada çalışırken, bir ara Tahir beni odasına çağırdı. İçeri girdiğimde, benim oğluyla beraber olamayacağımı, benim kendilerine gelin olacak çapta olmadığımı, annemin namussuz bir kadın olduğunu söylüyordu. Eğer oğlunu bırakmazsam, kendisinde annemin çıplak resimlerinin olduğunu ve bunu tanıdıklarımıza dağıtacağını söylüyordu. Dünyam başıma yıkılmıştı. Oğlu benimle evlenme vaadiyle kızlığımı almıştı, ama şimdi babası benim oğluyla beraber olamayacağımı söylüyordu. İşin en acı tarafı, o günden sonra Tarık da beni aramaz olmuştu. Benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çok zor durumdaydım. Ya bir de annem öğrenirse diye içim içimi yiyordu.
Cumartesi günü mesai bitmiş, çıkmaya yakın, Tahir annemi ve beni odasına çağırdı. Annemle beraber içeri girdik. Annem Tahir’e bakmıyordu. Tahir anneme, benim oğlu ile ilişkim olduğunu, buna son vermemizi, yoksa annemin çıplak resimlerini dağıtacağını söyledi. Annemin başından aşağı kaynar sular döküldü, hem Tahir’in elinde annemin çıplak resimlerinin olduğunu ben öğrenmiştim, hem de benim Tahir’in oğluyla ilişkim olduğunu öğrenmişti. Ama ben zaten annemin yaşadıklarının canlı şahidiydim. Annem kıpkırmızı olmuştu, bana, “Bu doğru mu?” dedi. Ben cevap vermeyince suratıma bir tokat attı ve odadan çıkmamı söyledi. Ben çıktım. Kendisi içeride Tahir ile beş dakika kadar kaldı. Çıktığında Tahir ile ne konuştuklarını söylemedi. Akşam evde de benimle hiç konuşmadı, yüzüme bakmıyordu. Gece 23:00 gibi Tarık beni aradı. Ertesi güne beni ve annemi kendi evlerine çağırıyordu. Ailesiyle birlikte, bizimle konuşmak istediklerini söylüyordu. Bunu anneme söyledim. Annem önce itiraz etti, ama sonra, “Tamam!” dedi.
Ertesi sabah erkenden kahvaltımızı yaptık. Annemle beraber gittik. Kapıyı Tarık açtı. İçeri geçtik. Tarık, “Pardesülerinizi çıkarın, rahat olun!” dedi. Annem de, “Biz böyle iyiyiz!” dedi. Birazdan Tahir geldi, direkt anneme, “Önce sen benim altıma yattın, sonra da kızın oğlumun altına yattı. Bizde senin kızınla evlenecek damat yok!” dedi. Annem bunu duyunca deli gibi bana, “Doğru mu bu?” diye sormaya başladı. Benden ses çıkmayınca da bana vurmaya başladı. Tarık annemi elinden tutup koltuğa oturttu…
Annem de ben de ağlıyorduk. Tahir ve Tarık da bize bakıp bakıp gülüyordu. Evde sadece dördümüz vardık, karısı ve kızı evde yoktu. Pis bir tuzağın içine düşmüştük. Tahir sonra yine o iğrenç tekliflerinden birini yaptı, “Dördümüz toplu seks yapacağız!” dedi. Annem hemen itiraz etti, “Böyle bir şeyi nasıl teklif edersin, hayatta olmaz!” dedi. Ama o sırada Tarık elinde bir kamera ile geldi, “Kabul etmezseniz bu görüntüleri de dağıtırız!” diyerek, kamerayı önümüzdeki sehpaya koydu, açarak içindeki filmi oynatmaya başladı. Filmde ben masaya domalmış halde, Tarık arkama geçmiş, beni sikiyordu. Beni sikerken gizlice kameraya çekmişti. Utançtan yerin dibine girdim. Annem üzerime atılıp tekrar vurmaya başladı. Tarık yine annemi elinden tuttu ve koltuğa oturttu…
Annemle çok korkuyorduk ve çaresizdik. Ağlıyorduk ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ellerinden kurtulmak istedik, ama bizi gerisin geri koltuğa oturttular. İstediklerini yapmamamız halinde olacakları bir kez daha anlattılar ve sonunda annem bana, “Kızım, başka şansımız yok!” dedi. Ben anlamıştım. Tahir, “Güzel!” diyerek, Tarık’la birlikte bizi yukarıya kendi yatak odasına götürdü. Ortada kocaman bir yatak vardı. “Merak etmeyin, oğlumla birlikte, ana kız sizi yarağa doyuracağız!” diyerek pis pis sırıtıyordu…