Farklı Fantezilere Yelken Açan Evlilik -17- Spor
Mangal kokularının yerini şen şakrak gülmeler, aile sohbetleri, rakı sofraları almıştı. Yani o sıradan ama dinlendirici yazlık hayatı çevremizde hayat buluyordu, hepsini duyabiliyordum. Biz ise sanki iki kumru gibi birbirimize sarılmış halde hamakta Gökçe ile sohbet ediyorduk. Arada bir esen ılık rüzgarlar burnumuza denizin ve bahçelerde yetişen çiçeklerin kokusunu getiriyordu. Hayat devam ediyordu, hayat güzeldi, sohbet güzeldi. Gökçe güzeldi, yaşanmışlıklar ve yaşanılacaklar güzeldi. Bende kendimi bu huzura bıraktım, dinledim ve anlamaya çalıştım. Saat daha bazı aksiyonlar içinse erkendi.
Gökçe;
Sabah uzaktan gelen alarm sesine uyandım. Bir iki saat ancak uyuyabilmiştim. Sıcak yatağımda değil koltukta uyuyakaldığım için kalkmam kolay olmuştu. Ayağa kalkmaya çalışmamla başımın dönmesi aynı anda oldu. Tüm eklemlerim dün gece yaşadıklarımızın bir karşılığı olarak sızlıyor, ağrıyor, hareketimi kısıtlıyordu. Zorlukla ayağa kalktım, bir ağrı kesici ilaç ve mide koruyucu hap alıp üstümü değiştiremeden bu sefer yatağa kendimi attım. Rezil bir haldeydim. Galip takım elbisesi üstünde, yorgana sarılmış halde uykusuna geri dönmüştü alarmı kapatıp. Bugün tatildi…
Saatler öğleni geçerken kalkabilmiştim. Ağrılarım azalmış ama midem iyi değildi bu sefer. Galip’i uyandırdım. Bir süre daha kendimize gelemedik. Sıcak bir duş, basit bir kahvaltı, etrafı toplayıp çarşafları değiştirmek ve koltuklara kendimizi atmamız 2 saate yakın sürmüştü. Durumumuz iyi değildi, o günü evde oturarak geçirdik; dinlendik. Akşam dışarıdan söylediğimiz yemeklerimizi yedikten sonra (alınan ağrı kesici ilaçların ve mide rahatlatıcı ilaçların elbette hadi hesabı olmamıştı) biraz daha iyiydik. Önceki gece hakkında ilk konuşan Galip olmuştu, salonda yorgun bir şekilde yayılmış oturuyorduk o sırada…
-Dün gece gibi bir geceyi ben daha hiç yaşamadım. Bu kadar içmezdim ben. Bundan sonra içeceğimi de hiç zannetmiyorum.
-Hiç sorma. Kendini kaybettin.
-Offf. Hala her yerimde farklı bir ağrı var.
-Ben biraz daha iyiyim senden galiba. Dünden dolayı üşütmeyiz inşallah, acaba çimlerin üstünde kaç saat yattık…
-Bir de seviştik biz değil mi? Hatırlamakta zorlandım desem inanır mısın?.
-Barda, takside, sitenin içinde seviştik evet. Yakında evimizi yakmaya gelmez komşular umarım o geceden sonra.
-Görünür yerde miydik?
-Hem de nasıl…
-Ciddi olamazsın. O gece saatlerinde kaç kişi uyanıktır sanki? Zannetmem birileri bizi izlemiş olsun.
-İzledi canım, eminim. Hatta bana bakarak mastürbasyon yaptı. Hatta ve hatta bana ait bir parçayı ganimet olarak aldı…
-Nasıl?
Dün gece gördüğüm güvenlik görevlisini, ganimet olarak aldığı iç çamaşırımı ve diğer aklımda kalan detayları birer birer anlattım Galip’e…
-Ciddi olamazsın… Tanımış mıdır adam acaba bizi?
-Eee yani, görevi site sakinlerini tanımak değil mi zaten?
-Başımıza iş açılmasa bari…
-Umarım…
-İç çamaşırını neden aldı acaba?
-Sence aşkım???
Birer ilaç daha alıp yattık. Sabah kalktığımda çok daha iyiydim. Odaya sinmiş alkol kokusu dışında pek bir sorun yok gibiydi. Kalkıp kahvaltımı yaptım, Galip işe gitmişti ona mesaj yazdım.
Temiz havaya ihtiyacım vardı. Odamızın camlarını açıp altıma tayt, üstüme spor sütyenimi giyip kendimi dışarı attım. Sitenin hemen biraz ilerisinde, koşu yolunda koşmak ve bedenimi temizlemek, kafamı toplamak istemiştim. Bilerek açık giyinmiştim. Tenimde biraz esinti hissetmek istiyordum, biraz beğenilmekte cabası olacaktı… Siteden yavaş adımlarla çıkarken gözüm güvenlik kulübesine takıldı; bizi dikizleyen güvenlik orada oturmuş gazete okuyup çayını içiyordu. O adamın elinde bana ait hoş bir iç çamaşırı vardı, bana bakıp mastürbasyon yapmıştı. Beni arzulamıştı, neredeyse her yerimi görmüştü. Bu düşünce zinciri beni tahrik etti. Azgın tarafım harekete geçmek istedi; bende onu dinledim. Zararsız ama tahrik edici olabilecek bir muhabbetten kimseye zarar gelmezdi…
Güvenlik kulübesine iyice yaklaşmıştım, güvenlik görevlisinin başını çevirmesiyle göz göze geldik. Sanki düşman askeri görmüş gibi irkilen güvenlik görevlisi ne yapacağını bilemedi. Gazetesini aceleyle masaya koydu ve ayağa kalkmaya çalıştı. O sırada kapıyı açıp küçük kulübeye girdim. içerisi yoğun bir şekilde çay ve sigara kokuyordu.
-Merhaba.
-Merhaba efendim…
Generalini karşılayan asker ciddiyeti ve endişesi vardı artık güvenlik görevlisinin yüzünde.
-Rahatsız etmedim umarım?
-Yok efendim.
-Çayınız var mı fazla?
-Tabii…
Adam şok olmuştu. İzin almadan onun oturduğu sandalyenin karşısında duran plastik, eski bahçe sandalyesine oturdum, bacak bacak üstüne attım. Güvenlik görevlisi çayı doldurmaya girişmişti bile. Heyecanı hareketlerinden okunuyordu. Çayı getirip önüme koydu, gözleri bir an spor sütyenimden hatırı sayılır kısmı gözüken göğüslerimde kaldı, yutkunmasını gizleyemedi… Kendini toparlamaya çalıştıkça daha çok heyecanlanıyordu; adama bir an acıdım. Güvenlik görevlisi yerine oturdu ve bacaklarıma, göğüslerime bakmamaya dikkat ederek gülümsemeye çalıştı. Yüzüme bu ziyaretimin sebebini sorgulayan bakışlarla bakıyordu. Aklından belki nice şey geçiriyor, bir iki gece önce gördüğü vajina ilgili hayaller kuruyordu. Çaydan bir yudum aldım, tadı güzeldi.
-Sizin de rahatınızı bozdum kusura bakmayın. İyi misiniz?
-İyiyim efendim.
-Efendim demeseniz? Gökçe benim adım.
-Memnun oldum efen… Gökçe hanım. Bende Hakan.
-Memnun oldum Hakan. Hem uğrayıp iki sohbet edelim istedim hemde bir şey kaybettim bir iki gün önce o konu hakkında yardım istemeye geldim.
Hakan’ın yüzü iyice kızarmıştı. Gözlerini aşağıya çevirdi, dudaklarını ısırdı. Dikkatli bir şekilde Hakan’ı izliyordum, sertleşen penisi gözümden kaçmamıştı.
-Ne kaybettiniz efendim?
Kelimeler ağzından zorlukla çıkmıştı, yüzüme bakmaya çekiniyordu.
-Yine efendim dedin ama… Böyle giderse bozuşuruz amaa..
Çıtır bir kız gibi cilve yapıyordum.
-Pardon Gökçe hanım.
-Sadece Gökçe demeniz yeterli. Arkadaş kabul edelim birbirimizi.
-Nasıl istersen Gökçe.
-Kaybettiğim şeyi görünce bir kadına ait olduğunu anlarsın. Rengi kırmızı. Benim için önemli.
-Öyle bir şey görürsem size söylerim.
Kendisine oturduğum blok ve daire numarasını verip çaydan uzun bir yudum daha aldım. Hakan’ın gözleri dışarıya dönüktü. Bana baktığı zamanlar gözlerinin bedenimde gezmesine engel olamayınca böyle bir çözüm bulmuştu. Bir ara havadan sudan bahsederken bilerek ismini söyleyip teyit istedim;
-Haksız mıyım ama Hakan’cığım?
Yüzüme bakmasını istiyordum. Çünkü sanki penisinden gözümü alamıyormuş gibi pantolonuna bakışlarımı yöneltmiş ve dudaklarımı ısırmış halde rol yapıyordum. Biraz heyecanlandırmanın neresi zararlı olabilirdi?
Hakan yüzüme bakınca istediğim ortam oluşmuş oldu. Beni izlediğinden emin olduğumda, gözümü diktiğim şişkinliğe baktığımı fark ettiğinde sanki utanmış gibi kendimi toparlamaya çalıştım. Garibim yemi yutmuştu… Tüm bu oyunlar çok hoşuma gitmeye başlamıştı. Arada bir ziyaret etmeliyim düşüncesini aklıma not aldım…
Heyecanını ve panik duygusunu saklamaya çalışan Hakan’ın kaçamak bakışları altında havadan sudan biraz daha sohbet ettik. Çayımı bitirdim ve Hakan’a yine ismiyle hitap ettim. Gözlerimin içine baktı; onun olduğu tarafa iyice eğildim. Göğüslerime gözlerinin kaymaması için gösterdiği çabayı izlemek bile beni tahrik ediyordu. Kumaş pantolonunda duran şişkinliğin olabildiği kadar yakınına, bacağının üstüne elimi koydum ve hafifçe okşadım bacağını.
-O bahsettiğim, kaybolan eşya benim için önemli. Bulursan haberim olsun. Hatta bulup getirene ufak bir ödül bile vermeyi düşünüyorum.
Bunu dedikten sonra göz kırptım. Hakan tekrar yutkundu.
-Tamam.
-Çay için teşekkür ederim. Bir ara gel bende sana bir kahve yapayım. Komşuyuz sonuçta.
-Teşekkür ederim.
-Görüşürüz Hakan…
Gülümseyip kalktım. Sıcak bacağına temas eden elimin içi neredeyse terlemişti. Kapıdan çıkıp site çıkışına yöneldim. Bu temas, bu kısa sohbet beni tahrik etmişti. Hakan’ın tahrik olduğundan ise şüphem yoktu. Biraz sonra belki sakladığı çamaşırımı çıkartıp gözlerden uzak bir noktada beni düşleyerek kendini tatmin edecekti…
Nihayet koşu yoluna gidip uzun uzun koştum. Göbek ve karın bölgemi açık bırakan spor sütyene rağmen terden sırılsıklam olmuştum. Ama ıslanan sadece sırtım değildi. İçimden yükselen libido yüzünden etrafta gördüğüm her erkek tahrik edici geliyordu. Bazen koşarken durup sanki dinleniyormuş gibi yapıp arkama bakıyor ve beni izleyen gözlerin biraz utançla başka yöne çevrilmesiyle günümün daha güzel geçmesi için oyunlar oynuyordum… Beğenilmek için düştüğüm halleri düşündüm, nasıl bir kadına dönmüştüm?
İyice yorulmuştum ama iyi gelmişti. Üşütmemek için hızlı adımlarla eve döndüm. Güvenlik kulübesi boştu, es geçtim. Hakan’ın bir kenarda beni düşlediğini tekrar aklıma getirip gülümsedim. Beni gören birisi deli zannedebilirdi… Eve çıktığımda kendimi sıcak bir duşa attım. Duştan çıktığımda tamamen yenilenmiş gibi hissediyordum kendimi ama aklım hala seks yapmak ile doluydu. Akşamı bekleyip beklememek konusunda kararsız kalmıştım.
İstemsizce dildo ve vibratörlerin olduğu çekmeceyi açtım. Bu kadar zengin bir hazinem varken biraz olsun onlarla oynama düşüncesi karşı konulmaz olmuştu bile. Vantuzlu dildoyu, titreşimdi vibratörlerden birini ve bir kıç tıkacını aldım. Her ne kadar kendime rahatça itiraf edemesem bile Alper, güvenlik görevlisi, taksici, masör, sokakta duran bir adam… Kim olduğu fark etmez şu an bir çok farklı şekilde, bir çok farklı adamla sevişmek istiyordum. Deliklerimin istila edilmesini, kontrol edilmeyi, arzulanmayı istiyordum! Aklımda duran, arada bir körelttiğim grup seks fikri şimdi tüm hücrelerime kadar beni doldurmuştu ve buna dayanmak zordu. Rahatlamak düşüncesiyle oyuncakları kullanmak en zararsızı olacaktı. Yoksa soluğu bir erkeğin yanında alabilirdim, kendimden artık korkar olmuştum…
Vantuzlu dildoyu yine dolabın cilalı yüzeyine yapıştırdım. Küçük bir penis boyunda olan kıç tıkacını ağzıma aldım ve tüm yüzeyini iyice ıslattım. Bornozumu çıkartmıştım, çırılçıplaktım. Islattığım tıkacı yavaşça kıçıma sokmaya başladım. Soğuk sayılabilecek metal yüzeyi kıçımın derinliklerine yol aldı ve en sonunda tamamen girdi. Tekrar kapanan ve tıkacı sabitleyen deliğimin sinir uçlarından gelen haz bedenime ilk şok dalgasını yolladı. Yatağın üstüne koyduğum göz bandını aldım ve gözlerimi kapattım. Gerçeği görmezsem daha rahat kendimi kurduğum hayale kaptırabilirdim; tecrübe ile sabitti.
Yere çömelmiş vaziyetteyken vantuzlu dildoyu yalamaya başladım. Dışarıdan gören birisi için komik olabilirdi bu tüm olanlar ama ben o an gözlerimi kapatmış ve gerçek 3 erkekle sevişiyor gibi hissediyordum. Yaladığım büyük penis Alper’e aitti. Kıçıma güvenlik görevlisinin küçük penisi girmişti… Tüm bunlarla beraber Galip, Galip’im vajinama girecekti. Titreşimli yapay penisi uzun süre düğmesini aradıktan sonra çalıştırdım ve yavaşça ıslak vajinamın dudaklarında gezdirmeye başladım. Klitorisim titreşimlere çok hızlı tepki vermişti…
Hala titremekte olan vibratörü ağzıma kadar getirdim, üstüne tükürdüm ve vakit kaybetmeden, şehvetle vajinama soktum. İçimden yükselen bir ürperti dalgasıyla irkildim. Bedenimde tüm delikler bir şekilde uyarılıyordu. Bir elimle hızlı bir şekilde vibratörü ıslak, kaygan vajinama sokarken bir yandan vantuzla sabitlediğim dildoyu olabilecek en aç halimle yalıyordum. Dildoyu ağzımda gezdiriyor, dilimle her tarafını hissetmek için büyük çaba gösteriyordum. Dildonun boğazımı zorlamasını sağlıyor böylece Alper ile yaşadıklarıma yakın bir oral seks deneyimliyordum… Kıçımın içinde hissettiğim dolgunluk ise bambaşka bir keyif veriyordu. Gözlerim kapalıydı ve hayal dünyamda 3 gerçek erkekle sevişiyordum.
Vajinamın iç duvarlarında bulunan sinirler hem vibratörün girip çıkmasıyla hem vibratörün yaydığı sert titreşimle iyice kasıldı. Nasıl olduğunu anlamadan boşalmaya başladım. Ağzımdan yapay penisi çıkarttım ve haykırmaya başladım.
-Ohhhh… İşte… Becerin Gökçe’yi… Hepiniz. Ohhhhh… Sizin fahişenizim ben.
İşte içimde tuttuğum düşünceler açığa çıkmıştı! Ben buydum, böyle olmak istiyordum!
Tüm bunları haykırıyor ve bir yandan hızlıca vibratörü içime sokup çıkartmaya devam ediyordum… Vibratörü tutan elim bile benim sıvılarımla ıslanmıştı…
Bir süre sonra oksijensiz kalan kaslarımdan gelen sinyallere karşı koyamadım ve yorgunlukla kendimi yere bıraktım ve nefes nefese bir halde içime tamamı girmiş, hala titreşen vibratöre işin kalan kısmını bıraktım. Harika bir orgazm olmuştu. Bir şeyler sayıklıyordum ama ne sayıkladığımın farkında bile değildim. Sanki içime aldığım kocam boşalmıştı, Alper ayakta tekrar ağzıma girmek için bekliyordu ve güvenlik görevlisi kıçımın tadını çıkartıyordu. Bu düşünceyle tekrar irkildim, titreşim sayesinde uzun ve keyifli bir orgazmın doruk noktasında uzunca kalabilmiştim….
Hala uyarılıyor olmama rağmen göz bandımı çıkartmam ile karşımda durmuş beni izleyen Galip’i görmem bir olmuştu. Korkuyla bir an çığlığı bastım.
-Korkuttun!
-Duymadın mı eve girdiğimi?
-Hayır… Offf. Aklımı başımdan aldın Galip. Bu saatte ne işin var hem?
-Biraz üşüttüm galiba, kendime izin yazdım o yüzden. Hem karımla biraz vakit geçiririm diye düşünüyordum ama…
Ebeveynine mastürbasyon yaparken yakalanmış bir çocuk gibi hissediyordum kendimi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Açıklamaya çalıştım.
-Azdığım için… Yani spor yaptım ben, duşa falan girdim… Yani iyi fikir gibi geldiği için…
-Aşkım sakin ol tamam. Kızdığım falan yok. Biraz şaşırdım sadece. Tüm bu yapay penisleri bunun için almadın mı zaten?
İçimde durup hala titreşen vibratörü çıkartıp kapattım. İçimden çıkan vibratörün bıraktığı boşluk hissi bile içimi gıdıklamıştı, doymamıştım. Ağzımın etrafında duran salyalarımı sildim. Gözümün önünde hala sallanıp duran vantuzlu dildo ortamı biraz komikleştiriyordu…
-Ne kadar zamandır beni izliyordun?
-Şu fahişe kısmını duydum diyeyim.
-Offf. Utandırma beni.
-Konuşmak ister misin?
Başımı salladım. Galip üstünü değiştirdi ve elini yüzünü yıkadı. Hızlıca kendini yatağa attı. Bende etrafı toparlamıştım, kıç tıkacı hala yerinde duruyor ve libidomu yüksek tutarak canımın daha fazlasını çekmesini sağlıyordu. Gidip yanına uzanıp Galip’e döndüm. Yüzünden ne kadar yorgun ve bitkin olduğu anlaşılıyordu.
-Çok utandım…
-Niye?
-Ne bileyim işte, fahişe olayı falan, üç yapay penisi içime almış halde… Offf…
-Üç mü?
-Kıç tıkacı var birde…
Galip zorlukla gülümsedi.
-Yoldan çıkmış gibi hissediyorum kendimi…
-Belki öyledir Gökçe. İkimizde yoldan çıkmışızdır.
-…
-Bizim gibi olan çok fazla insan var. Onlar özgürler ama, düşünceler arasında bizim gibi sıkışıp kalmamışlar. Bir karar vermişler…
Dedikten sonra telefonunu çıkarttı ve bir sayfa açıp bana verdi. Yetişkinlerin takıldığı, her türden fetişin, fantezinin konuşulduğu bir forum sitesiydi bu. Biraz kurcaladım, Galip’in son ziyaret ettiği başlıklara baktım, mesajları hızlıca okudum.
-Ne ara üye oldun buraya ve neden benimle paylaşmadın?
-Daha yeni üye oldum. İnsanlarla konuştum, araştırdım… Neler var bir bilsen…
Gözüm hala telefondaydı. Mesajlarda ‘Angel’ ismi ilgimi çekti. Kısaca bu İngilizce yazışmaya göz gezdirdim. Erotizm yüklü bir konuşma vardı.
-Kim bu Angel?
-Avrupa’dan bir kadın. Yazdığı bir iki yorum üzerine mesaj attım. Öyle mesajla sohbet ettik biraz.
-Görüyorum.
-Evli olduğumu biliyor, biraz bir şeyler paylaştım.
-Eeee?
-Sadece konuştum. Hoş bir kadın bence. Konuşmak, dertleşmek ve birazcık flört hoşuma gitti Gökçe.
Mesajlar arasında bazı kadın fotoğraflar vardı. Heyecan ve biraz stres ile hızlıca geçtiğim için tam bakamıyordum ama güzel bir kadın olduğu belliydi.
-Senden saklıyor değilim. Paylaştım işte. Merak ettiğim şeyleri insanlarla konuşuyorum.
-Anlıyorum.
-Problem mi var?
-Yooo. Şaşırdım sadece. Hani fotoğraflar falan yollamış…
İçimden merak dalgaları yükseliyordu ama Galip’e telefonu geri verdim.
-Peki bu Angel hanım ile aranızda tam olarak ne oluyor?
-Bir şey yok. Sadece biraz flört gördüğün üzere. Zaten özellikle onu söylemek için seninle paylaştım.Saklıyormuş gibi hissettim ve vicdan yaptım galiba…
-Ne hissediyorsun?
-Sen Alper’e karşı ne hissediyorsan aynısını. Hoş, çekici bir beden. Bir cinsel obje sadece.
-Yani becermek istiyorsun?
-Sen Alper tarafından becerilmek istiyorsun yani?
-Konuştuk bunları. Sende beni motive ettin hatta.
-Kızmıyorum, kendini savunmana gerek yok aşkım. Ne arzuladığını bir iki dakika önce gördüm. 3 erkek ha…
-Hayalini kurdum sadece.
-Spesifik kişiler miydi bu erkekler?
-Sen varsın işte.
-Dur tahmin edeyim diğeri Alper…
Biraz utançla ve gerginlikle başımı evet anlamında salladım.
-Ya diğeri?
-Güvenlik görevlisi…
-Bir de güvenlik görevlisi mi çıktı?
Galip beklemediğim bir kahkahayı patlatıverdi. Bende ona sabah başımdan geçenleri anlattım. Galip ilgi ve heyecanla beni dinledi. Yorum yapmasını bir süre bekledim ama cevap gelmemişti. Uyuyup kaldığını o zaman fark ettim.
Daha saat akşam olmamıştı. Galip’in üyeliği üzerinden o siteye girmek, merakımı gidermek için yanıp tutuşuyordum. Akşam bunu konuşmayı düşündüm. Salonda oturmuş TV kanalları arasında gezerken yatak odasından bir ses duydum. Hızlıca odaya gittim. Uyanmıştı. Üstünden yorganı bir kenara fırlattı. Dar eşofmanından sertleştiğini görebiliyordum, azgınlığımı dindirebilmemin yolu karşımdaydı… Galip henüz yatakta kendine gelmeye çalışırken yavaşça yatağa yaklaştım ve koynuna sokuluverdim. Islak dudaklarımla boynunu yalamaya başladım. Galip memnuniyetle gerindi. Vakit kaybetmeden aşağıya indim, eşofmanı ve iç çamaşırından penisini kurtardım.
Uyandıktan hemen sonra normalden daha sert ve belki biraz daha büyük gelen penisini içime almayı hep sevmiştim. Elime tükürdüm ve o haliyle Galip’in penisini sıvazlamaya başladım. Galip yüzünde kocaman bir gülümseme ile hiç istifini bozmadan yatakta yatmaya devam ediyordu. Altıma giydiğim kıyafetlerden bende hızlıca kurtuldum ve daha çok dayanamayacağım için Galip’in üstüne çıktım. Penisini elimin arasına alıp hafifçe klitorisime sürtmeye başladım. Bir süre sonra tekrar elimi ıslatıp bu sefer kendi vajina dudaklarımı ıslattım. Vajinamın içine giren parmaklarım bile içimi titretmeye yetmişti, vajinam sıcacıktı. Penisin tam üstüne vajinamı denk getirdim, elimle sabitlediğim penisin önce vajina dudaklarını ayırmasının, sonra kafası girdikten sonra bıraktığı hissin, sonra ise içimde yavaşça yol almasının keyfini çıkarttım. Artık içime tamamen girdiğinde dudaklarımdan yine derin bir ohh çıktı. Kocamın üstüne eğildim ve boynunda ıslak dilimle bir yolculuğa çıkarken kalçlarımı yavaşça kaldırıp penisi vajinamdan çıkma noktasına getirip sonra tekrar içime aldım… Galip’in kalçalarımda buluşan elleri kıç deliğime temas ettiği an hala kıç tıkacının orada olduğunu hatırladım.
-Kıçımdaki hala oradaymış. Unutmuşum…
-Güvenlik görevlisini mi diyorsun?
-İsmi Hakan… Ama evet o…
Hareketlerim hızlanmıştı. Galip’in dudaklarına yapışmış sertçe emiyordum. Galip’te kalçalarımı okşuyor, tıkacın etrafında parmaklarıyla geziniyordu. Bir süre böyle seviştikten sonra bedenimi dik pozisyona getirip bacaklarımdan ve Galip’in karnına koyduğum ellerimden güç alarak kendimi yukarı çıkartıp tekrar serbest bırakmaya başladım.
Kasıklarımdan yayılan, aşina olduğum bir his bedenimi sardı ve çok geçmeden boşalmaya başladım… Artık ne kadar hızlı boşalabildiğime şaşırmıştım. Gücümün yettiği yere kadar kocamın üstünde yukarı aşağı hareketlerle içimde penisin kaymasını sağladım…
Yorulunca Galip’in göğsüne yığılıp kalmıştım. Galip boşalmam henüz devam ederken kalçalarımdan tutup beni hafifçe havaya kaldırdı ve o halde sertçe içime girmeye başladı. Sert darbeler kasıklarımda son buluyor, vajinamın için de her nokta uyarılırken ben kendimden geçmiş bir şekilde inliyordum. Galip’in kulaklarımda çınlayan sesiyle onunda boşaldığını anlamam uzun sürmedi.
İkimizde bitkin şekilde, Galip hala içimde dururken boşalma sonrası rehavete kapılmış, yatakta nefesleniyorduk, gözlerimiz kapalıydı.
-Angel’in fotoğraflarına bakıp boşalmadın mı yoksa, hızlı oldu bu sefer.
-Daha değil. Yakında görüntülü görüşeceğim belki, o zamana saklıyorum Gökçe’ciğim.
-Ciddi olamazsın.
-Görürsün yakında, sende yanımda olacaksın zaten…
-Nasıl ya?
-Anlattım ya işte. Hem belki buraya bile gelir.
-Bilmece gibisin…
Düşüncelerim düşüncelerimi kovalarken gözlerim kapalıydı. Alper ile, masörle gayet iyiydim ben, keyfim yerindeydi. Asistan yetmezmiş gibi bir de Angel çıkmıştı. Kartlar tekrar dağıtılıyordu anlaşılan, kıskançlık içimi kemiriyordu… Angel, Galip ve kendimi bir yatakta düşledim; acaba rahatsız edici bir deneyim mi olurdu yoksa keyif verici bir deneyim mi? Cevabını öğrenmeye pek niyetli değildim…
————–
Yazar notu: Arkadaşlar yazdığım bu seri diğer bir takım sitelerde yayınlanmış, kaynak belirtilme zahmeti gösterilmemiş. Bunu yapacak arkadaşlar keşke önce izin alsaydı…
Bu yazdıklarım sadece Xhamster sitesine yazılıyor, başka sitelere yazı vs göndermiyorum. Diğer paylaşım yapanlarla alakam yoktur.
Yoğunluğum gereği hikayelere ara verebilirim, anlayışınız için teşekkür ederim.