“Yani bu hafta da gelmeyecek misin?” diyebildim kocama…
Çoktan anlamıştım oysa başıma geleni… Teftiş için evden çıkalı bir ayı geçmişti, ben hala salak gibi gelmesini umuyordum. Bugün gelir, bu hafta gelir diye diye, yalnız yatağımda kendimi okşaya okşaya bir ay geçmişti yalnız başıma… Şimdi telefonda yine aynı şey… Aynı haber…
“Karıcığım, teftiş kurulundan talimat geldi, şubede yolsuzluk olmuş, derhal gitmem gerekiyor…” diye vızıldayan sesini duymuyordum artık.
Telefonu suratına kapattım. Masamda oturup boş boş önümdeki pc ekranına, yanındaki kabarık bireysel kredi dosyalarına baktım anlamsızca… Boğulacağımı hissettim bir an… Çantamı alıp üst kata, Şube müdürünün yanına çıktım. Yüzüme baktı,
“Müdür bey, rahatsızlandım, tansiyonum yükseldi herhalde, bugün izin verir misiniz bana?” diyebildim.
Kocam da aynı bankada müfettiş olduğundan, hatta kocamla tanışıp görüştüklerinden, sürekli yalnız olduğumu, teftiş döneminde nadiren bir araya gelebildiğimizi biliyordu namussuz, kıl herif…
O flörtümsü bakışlar, yılışık, versem sikecek yüz ifadesi yine gelip yerleşmişti ablak bürokrat suratına… Iyy… En nefret ettiğim tip… Sağlığımla çok ilgilenirmiş gibi gülümseyerek,
“Elbette Gül, çok rahatsızsan istersen ben bırakabilirim evine…”
“Zahmet etmeyin Müdür bey, ben taksiye binip giderim, teşekkür ederim ilginize…” dedim.
Eve bırakırsın da, evde beni sikmeden bırakır mısın bilemem artık… Bin tane amım olsa birini vermem sana ibne kılıklı…
Sakin kalmaya çalışarak ibne kılıklıya teşekkür edip çıktım. Şubenin önünde müşteri indiren bir taksiye işaret edip atladım. Evin adresini verip arkama yaslandım.
Daha otuzuna gelmemiş, gencecik bir kadındım. Beş senedir evliydim bu adamla… Ama öyle uzun süreler yalnız kalıyordum ki, evli olduğumu unutuyordum çok zaman… Aksi gibi, kocam ne kadar işkolik, ilk zamanlardaki ilgisini yitirmiş, hımbıl herifin tekiyse, ben de o kadar hareketli, civelek, seksi, sekse düşkün karının tekiydim.
Buna rağmen ben sadakat diye bir şey var diyerek yalnızlığıma, çaresizliğime, bacaklarımın arasının örümcek bağlamasına sabır çektikçe, etrafımda bana yılışan, sikmek isteyen erkeklerin sayısı da artıyordu sanki…
İşte onlardan biri… Taksinin şoförü… Bindiğimden beri dikiz aynasından bana bakıp duruyordu güya çaktırmamaya çalışarak… Yirmili yaşlarında, esmer, geniş omuzlu, yakışıklı, konuşkan bir şeydi. Güleç yüzlüydü, gülümsedikçe simsiyah bıyıklarının altından beyaz dişleri parlıyordu aynada… O bıyıkların, etli dudaklarının, dilinin olmadık yerlerime sürtündüğünü hayal ettim elimde olmadan… Hazla ürperdim.
Başımı çevirdim, sanki dalgınlıkla oynar gibi yapıp gömleğimin üstten bir düğmesini daha açtım. İri memelerimin yuvarlaklığını ortaya koyan dantel sütyenim görünüyordu şimdi… Gözleri daha bir irileşmişti şimdi, daha bir dikkatli bakıyordu dikiz aynasından…
O baktıkça ben yayılıp gevşedim. Bacaklarımın arası karıncalanmaya başladı. Bacaklarımı sıkıp şehvetten ıslanmaya, istekle kan dolup şişmeye başlayan kukumu sakinleştirmeye çalıştım. Eh, bazı şeyleri hatırlamaya başlamıştı zavallı kukum… Zevk aldığı, öpülüp yalandığı, ağzını açıp içine sert sert bir şeylerin girdiği sahneler… Kocamdan öncekiler, kocamınki…. Offf…
Bu arada evimin önüne gelmiştik. Eğilip çantamdan para ararken, memişlerimi biraz daha röntgenlemesine izin verdim yakışıklının… Sonunda bir yirmilik çıkarıp uzattım. On lira tutmuştu yol ücreti, on lira para üzeri uzatıyordu bana, elimi uzatıp elini tuttum hafifçe,
“Yoo, üstü kalsın. Ama bana bir kartını verirsen iyi olur. Taksi gerekirse seni çağırırım. Peki, gelir misin?” dedim o karşımdakini, müşterilerimi, bankadaki üstlerimi etkilemeye çalıştığımda kullandığım ve her zaman başarılı olmuş, buğulu yatak odası sesimle…
“Tabi, ne demek…” diyerek bir küçük kağıda telefon numarasını, ismini yazıp verdi. Ben de parmaklarımın ucuyla parmaklarını okşarcasına elinden kağıdı aldım, mini eteğimin açılmasına aldırış etmeden taksiden indim.
Eve girdiğimde heyecanla kapıya yaslandım. Kendime inanamıyordum, resmen şoförü gözüme kestirmiş, orospu gibi iş atmıştım çocuğa…
Kendimi banyoya attım. Üzerimdeki bankacı giysilerimi, külotlu çorabımı, yüksek topukluları sıyırıp Havva anamız giysisiyle, yani çıplak tenimle kaldım.
Kısık gözlerle hilton lavabonun yüksek ve geniş aynasında kendime baktım. Bir erkeğin, bir taksicinin gözüyle baktım kendi çıplaklığıma…
Eh, uzun sarı saçlarımla, iri ve dik memelerimle, incecik belimle, hiç selülitle tanışmamış diri kalçalarımla, uzun bacaklarımla sakarya escort ve arasındaki fazla ellenmemiş üçgenimle beğendim kendimi… Taksici olsam, çapkın, yakışıklı bir erkek olsam, aynadaki kadını sikmek isterdim doğrusu…
Sonra da iyice azmış vaziyette, ılık su doldurduğum, parfümlü köpük boca ettiğim küvetin içine girdim. Suyun üzerini kaplayan köpüklerin arasında, parmaklarım ıslak ve kaygan kasıklarımı, kabarmış klitorisimi okşarken gözlerimi kapattım. Şoförün yakışıklı yüzü gözümün önünden gitmiyordu bir türlü…
Akşamı zor ettim. Kendimi oyaladım, bakımdan geçirdim, ağda, oje, saçlarıma fön çekmeler… Etajere bıraktığım kağıt parçası bana bakıp duruyordu. Yarı çıplak oturduğum koltuktan, bir duvardaki kocamın resmine bakıyordum, bir de telefon numarası yazılı kağıda…
Sonunda kararımı verdim. Daha doğrusu içimdeki sikilmeye aç, zevk almaya muhtaç orospu karar verdi. Dayanamayarak kalktım, kağıdı elime aldım. “Emre” yazıyordu kağıtta, yakışıklı taksicinin ismi, telefon numarası…
Heyecandan titreyen parmaklarımla numarayı tuşladım. Bir iki çalmadan sonra telefon açıldı. O kalın, tok erkek sesi kulağımda yankılandı,
“Efendim?”
“Merhaba, şeyyy, ben Gül… Hani bugün evime bırakmıştın ya? Telefon numaranı yazıp vermiştin.” dedim. Kendime kızıyordum bir yandan… Ergen kızlar gibi heyecan duyuyordum kocamı boynuzlamanın şeytanca niyeti ve hazırlığında…
“Evet, hatırladım… Buyrun, bir emriniz mi vardı?” diyerek cevapladı.
“Şeyyy, çarşıya inecektim de, beni evden alabilir misin?” dedim.
“Ben şu anda çalışmıyorum, ama kendi arabamla gelebilirim. Yalnız biraz da alkollüyüm, size sorun olmazsa geleyim…” dedi. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.
“Sorun olmaz, sen gel yeter!” dedim.
Of, resmen pas veriyordum oğlana… Eminim niyetimin ne olduğunu anlamıştı herif… Telefonu kapatıp yatak odasına koştum. Minik tangamı bacaklarımdan geçirip üzerine bulabildiğim en seksi, en kısa eteğimi, en dekolte bluzumu giydim.
Sütyensiz olduğum belli oluyordu. Memelerimin kabarık uçları bluzu delecek gibiydi ama giymedim yine de… Otomobiliyle evin önüne geldiğinde aşağı indim hemen, yanına oturup,
“Merhaba!” dedim.
“Merhaba, nereye gideceğiz?” diyerek arabayı sürmeye başladı.
“Sen karar ver, tabi işin yoksa?” dedim.
“İşim yok da, siz nereye gitmek istiyorsanız oraya götüreyim!” dedi. Sırtımı yarım kapıya verip ona döndüm cevap verirken,
“Bak Emre… İşin aslı şu… Evde yalnızım. Moralim çok bozuk, canım sıkıldı, şöyle gezeyim dedim. Hazır sen de çalışmıyormuşsun, işin yoksa beraber gezelim. Bir iki kadeh bir şey içeriz, sonra beni bırakırsın! Ücreti neyse veririm, hiç önemli değil…” dedim.
Ona doğru yarım dönen bacaklarıma baktı bir an… Mini eteğimin altında apak parlıyordu yeni ağdalı bacaklarım… Sonra da yüzüme, gözlerime çevirdi kara gözlerini…
Heyecanla ona bakan irileşmiş gözlerimden, kabarmış meme uçlarımdan, aralık duran dolgun dudaklarımdan, kalçama sıyrılmış mini eteğimden, ücretini neyle, nasıl ödemek istediğimi anlamış mıydı acaba?
“Olur, peki!” diyerek önüne döndü, yola devam etti. Deniz kenarında, Kordonda dolaştık, İnciraltı’na uzandık, tekrar geriye, Alsancak’a döndük. Barın birine girip bir şeyler içtik, muhabbet ettik. İlgiyle bakıyor, sessizce beni, saçmalamalarımı dinliyordu bıkmadan…
Kısa sürede, içkinin de tesiriyle anlatmadık ne uzun ve kahredici yalnızlığım, ne müfettiş kocamın ilgisizliği, ne mutsuzluğum kalmıştı. Kadehler yuvarlandıkça dilim açılmıştı iyice, bülbül gibi şakıyıp duruyordum. Sonunda kadehimi tekrar doldurması için barmene uzatırken Emre elimi tutup engel oldu,
“Ne yapalım Gül, yeter mi bu kadar?” dedi. Korkuyla irileşen gözlerimle yüzüne baktım. Evde beni bekleyen yalnızlık irkiltmişti bir anda beni… Umutsuzca, yalvarırcasına teklifimi sundum,
“Evde viski var, içersen evde devam edelim?” dedim.
“Tamam!” dedi. Göz göze geldik. İçki bahaneydi, içmeye gitmiyorduk evime… İkimiz de biliyorduk bunu… Sevişmeye, sikişmeye gidiyorduk. Uzanıp teşekkür edercesine elini tuttum, o da okşadı elimi…
Hesabı istedim, karşı çıkmasına rağmen ben ödedim ve bardan çıktık. Eve geldiğimizde heyecan içindeydim, çünkü eşimi ilk defa aldatacaktım. Dolaptan viskiyi aldım, iki de bardak alıp yanına oturdum, birer duble doldurdum.
Hiç konuşmadan içkimizi iki yudumda içtikten sonra Emre’ye baktım. O da bana bakıyordu. Sessizlik oluştu bir anda… Heyecandan titriyordum. Bakire bir genç kız gibi ürperiyordum erkeğin karşısında…
“Emre… Ben… Kocam… İlk defa…” diye kekeledim.
Parmağını sakarya escort bayan uzatıp dudaklarıma değdirdi, “Şişştt…” diyerek…
Yavaşça yanıma sokulup dudaklarıma yapıştı, ben de ona karşılık verdim. Beni koltuğun üstüne yatırıp, boyunlarımı öpmeye, eliyle de göğüslerimi okşamaya başladı. Sütyensiz diri memelerimi bluzun üzerinden sıkıp avuçluyor, dudaklarını, sert bıyıklarını boynumda gezdirip beni delirtiyordu. Ağırlığını üstüme verip her yerimi okşuyor, öpüyor, mıncıklıyordu.
Kocam gideli, bir erkek tarafından okşanmayalı, sevişmeyeli öyle uzun zaman geçmişti ki… Zevkten deliriyordum.
Bluzumun düğmelerini açtı teker teker… İri memelerimi hayranlıkla seyretti. Eğilip dudaklarıyla yumulurken eli de bacaklarımdan yukarıya çıkıyordu okşaya okşaya… Sıyrılan mini eteğimin altından elini daldırdı bacaklarımın arasına… Külodumun üstünden ıslanmış amımı avuçladı.
Altında kıvranıyordum. Erkek gövdesinin ağırlığı, kasıklarımı ezen bedeni şehvetimi zirveye çıkarıyordu. Dudaklarım lime lime olmuş gibiydi somuran dudaklarının arasında… Bıyıkları sürtünüp duruyordu.
Sonunda dayanamadım, Zorlukla erkeğimi üstümden itip kalktım. Emre bana bakıyordu, Dağılmıştım, memelerim meydanda, saçlarım tarumar, dudaklarım şişmiş… Bir süre ona baktım ayakta… Bakıştık. Onun da etli, erkek dudakları şişmişti. Öpülesi, ısırılası bir görüntüsü vardı ıslak dudaklarının öpmelere yemelere doyamadığım…
Davetkar bakışlarla arkamı dönüp yatak odama gittim ve üzerimde ne varsa bir anda çıkarıp bir tarafa fırlattım. Emre biraz sonra belden yukarısı çıplak, baklavalı karın kaslarıyla beraber arkamdan yatak odama geldi… Bense çırılçıplak yatakta uzanmış yatıyor, çıplak karnımı, uçları fındık gibi kabarmış göğüslerimi okşayarak erkeğimi bekliyordum.
Emre de hemen altındakileri çıkarıp, çırılçıplak üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşüyorduk. Aşağılara öperek inmeye başladı. Amımı yalamaya başladığında, artık ben kendimi kaybetmiştim. İlk orgazmımı diliyle yaşattı bana… Durmaksızın, köpek gibi yalıyor, içimden akan zevk sularımı şapırdatarak emiyordu.
Bir süre amımı yalayıp, tekrar dudaklarıma çıktı ve öpmeye başladı. Kendi kadınlığımın tadını onun dudaklarında tadıyordum. Dudaklarımı öptüğü sırada bacaklarımın arasında, tam amımda erkeklik organının sertliğini hissettim. Ben daha olayı içime sindirmeye, o sert organın zevkini almaya çalışırken o sertliğini içime itmeye başlamıştı bile…
Zaten sırılsıklam olan kadınlığım, penisini tümden içine almıştı bir anda ve Emre de gidip gelmeye başlamıştı.
Off…Şehvetten başım dönmeye başlamıştı. Bacaklarımın arasındaki sertlik öyle zevk veriyordu ki… Bu tadı almayalı öyle uzun zaman geçmişti ki… Ben de uzun bacaklarımı içimde gidip gelen, kazık gibi sert aletini içime sokup çıkaran erkeğimin beline dolayıp,
“Ohhh… Harika… Tadını unutmuşum bunun… Hadi sik beni… Daha hızlı sik… Daha sert!” diye inlemeye başladım kulağının içine…
Fazla geçmeden de ikinci kez orgazm olup boşalmaya başladım. Bacaklarımı beline sıkıca kenetlemiştim. Kollarımla da boynuna sarıldım, resmen kasılmıştım, Emre hareket bile edemiyordu, kurt kapanına kıstırmıştım erkeği…
Bir süre sonra gevşeyip serbest bıraktım, o da içimden çıkıp başucuma geldi ve penisini ağzıma uzattı. Hemen yalamaya başladım. Kocam hiç böyle yapmazdı. Henüz yeni içimden çıkmış ve zevk sularımdan sırılsıklam olmuş penisini yalamak harika bir duyguydu.
Sonra yatağa sırtüstü uzandı, ben de üstüne çıkıp erkekliğinin üstüne oturdum ve zıplamaya başladım. Arada aşağıdan öyle bir pompalıyordu ki, resmen gözlerim kararıyordu. Birden beni üstünden indirip, domalttı. Arkamdan vajinama sokup becermeye devam etti. Elini de klitorisime atıp, okşamaya başladığında, ben tekrar kasılıp orgazm oldum ve yüz üstü yatağa yattım.
İçimden çıkmıştı. Aniden beni çevirip sırt üstü yatırdı. Bacaklarımın arasına girip, penisini içime soktu ve seri bir şekilde sikmeye başladı. Herhalde o da gelmek üzereydi. Ama o kadar sert ve seri bir şekilde sokup çıkarıyordu ki, ben altında duramıyordum, çarşafı çekiştiriyor, deli gibi,
“Sik beni! Ohhh! Sik beni!” diye inliyordum.
En sonunda amımdan çıkıp ağzıma getirdi. Ben de hemen yarrağını yalamaya başladım ve Emre inleyerek ağzıma boşaldı. İlk defa döl tadına bakıyordum, biraz değişik gelmişti, ama hepsini yuttum…
Boşalması bitince yanıma uzandı. İkimiz de ter içinde, soluk soluğa yatıyorduk. Biraz soluklandıktan sonra duş almak için banyoya gittim. Duşumu alıp çıktığımda Emre salonda oturmuş viski içiyordu, escort sakarya eli de penisindeydi.
Hemen üzerimdeki havluyu atıp, önünde çömeldim ve aletini yalamaya başladım. İyice kıvama getirdikten sonra kucağına oturdum. Oturup kalkarken arada dudaklarını öpüyordum, o da kalçalarımı sıktırıyordu.
Birden beni kucağına alıp kalktı ve yanımızdaki yemek masasının üzerine oturttu ve gidip gelmeye başladı. Ben de ayağımı beline dolamış, sikilmenin zevkini çıkarıyordum. Ama tekrar orgazm olmak üzereydim ve boşalmaya başladım. Emre halen sokup çıkarıyordu. Birden durdu ve kulağıma,
“Ne dersin Gül? Arkadan yapalım mı?” dedi. Ben de o zevkle düşünmeden,
“Neremden sikmek istersen oramdan sik beni!” dedim. Bunca yıllık evliliğimde kocam bu soruyu hiç sormamıştı.
Hemen beni masadan indirip, yerde halının üzerinde domalttı. Sonra da arkamda çömelip, amımla karışık götümü yaladı. Parmaklarıyla biraz alıştırdıktan sonra yarağını bakire götüme dayadı ve ittirmeye başladı. Biraz zorlayarak yarısını soktu, ama benim beynimde şimşekler çakmıştı,
“Emre dur lütfen!“ dedim. Emre durdu. Bir süre sonra acım hafifledi. Ben, “Devam et şimdi, sik beni…!” deyince, yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Daha sonra yavaş yavaş hızlandı.
Artık köküne kadar hızı bir şekilde sokup çıkarıyordu, tabii ben de alışmıştım ve zevkten inliyordum. Emre yine son vuruşlarını yaptıktan sonra inleyerek götümün derinliklerine boşaldı ve içimden çıkıp yanıma yattı.
Ben de yattım, ona bakıp gülümsüyor, kendi kendime “Ne iyi yapmışım da kendimi siktirmişim!” diye düşünüyordum… Sanki aklımı okumuş gibi, elimi tutup parmak uçlarımı öptü,
“Sanırım seni mutlu ettim bu gece… Hayatından memnun gibi yatıyorsun” dedi. Gülümserken daha bir sikici, daha bir yakışıklı oluyordu piç… Yanağındaki kirli sakalı okşadım avuç içim gıdıklanarak…
“Hem de çok memnunum. Gerçekten beni mutlu ettin. Çok güzel siktin beni…” dedim.
Sonra hiç çıplaklığımdan ve götümden süzülen spermlerden utanmadan, o gün tanıştığım, akşamına altına yattığım, bakire götümü delen erkeğimin yanından kalkıp tekrar banyonun yolunu tuttum. Tam duşun altında götümdeki dölleri temizlerken Emre girdi içeri. Yanıma gelip gülümseyerek,
“Temizleme istersen, nasıl olsa şimdi bir daha dolduracağım!” dedi. Ben de gülümseyerek,
“Doldur sen aygırım… Her yerimi doldur. Merak etme, ben bir daha temizlerim!” dedim.
Arkamdaki dölleri temizledikten sonra, Emre yarrağını ağzıma verdi, yalattı bir süre. Banyoda da bir posta arkamdan siktikten sonra, duşumuzu alıp yattık. Sevişmenin zevkini alıp kadın olduğumdan bu yana, hiç bu kadar uzun ve güzel sikilmemiştim doğrusu… Bir kadını nasıl mutlu edeceğini, nasıl zevkten uçuracağını biliyordu bu piç… Her yanım, tüm deliklerim sızlıyordu.
Sabah uyandığımda “Off… Yine erotik rüya mı gördüm?” diye düşündüm gözlerimi açmadan önce… Sonra bacaklarımın arasındaki, götümün deliğindeki ince sızı gerçeği hatırlattı bana…
Başımı yana çevirip Emre’yi yanımda, yarıya kadar çekilmiş çarşafın altında çırılçıplak, uyuyor gördüğümde (Ohhh, rüya değilmiş!) diye sevindim.
Emre’nin geniş, kıllı göğsü inip kalkıyordu nefes alıp verdikçe… Sabah ereksiyonuyla sertleşen siki bacaklarının arasında tek kişilik bir çadır kurmuştu çarşafın altında… Gülümsedim.
Elimi uzatıp çarşafın üzerinden sikini tutup sıktım. Sonra da altına kaydırıp sertliğini avuçladım. Ateşten bir mızrak gibi yanıyordu siki… Daha erkeğim uyanıp ne olduğunu anlayamadan ben sikinin üstüne tırmanmaya başlamıştım bile… Gözlerini açtı sonunda, duyduğu hazla kedi gibi gerinirken,
“Sen azgın orospunun tekisin Gül…” dedi inleyerek… Zevkle kikirdedim.
“Hayır sevgilim, azgın bankacıyım” dedim. Elimle ıslak amcığımın dudaklarını ikiye ayırırken de gülerek, “Bak sana sıcak sıcak, kefilsiz, senetsiz kredi açtım. Hadi al onu… İstediğin gibi kullan…” dedim, sikinin üstünde alçalmaya başladım. Elleriyle belimi kavrayıp sikine bastırdı,
“Ha orospu, ha bankacı… İkisi de aynı şey… Bankacıyken bol bol para veriyorsun, orospu olarak da amını… Yalnız, para işini bilmem ama, daracık amcığın da, minicik göt deliğin de harika aşkım… Ohhh… Çok zevk veriyor…”
Oturup kalktım sikinin üstünde… Yine içimi dolduruyordu kazık gibi sertliğiyle, yine zevk veriyordu bütün gece sikildiğim halde…
“Senin de sikin harika erkeğim… Uçurdun beni…” Bacaklarımı beline kıstırıp yana devrildim, erkeğimi üstüme çektim. Bacaklarımı sonuna kadar ikiye ayırıp cilvelendim. “Hadi şu koca mevduatını yatır bakayım benim küçük daracık bankaya…”
Şu anda Emre benim ikinci kocam, ama beni kocamdan çok o sikiyor ve bana kadın olduğumu hatırlatıyor.
Müfettiş kocam cehennemin dibinde bankanın şubelerini teftiş ederken, taksici kocam da müfettişin boş bıraktığı yatağımda amımı, götümü denetliyor.