Arkadaşımın Çıtır Oğlunu Sikiyorum! (Hüseyin 41 Y., İzmir)

Anal

İnşaat malzemesi işinde iflas etmiştim. Borçlarımı ödemek için herşeyi sattım ve sıfırlandım. Karım dahil, çevremde kimse kalmamıştı. Kalan tek gayrimenkul oturduğum evdi. Küçük bir kasabada iflas etmiş biri olarak fazla dolaşamazsınız. Herkes size bakıyordur ve bir sürü de arkanızdan konuşuluyordur. Buna daha fazla dayanamadım ve kasabayı terk etmeye karar verdim. Ama nereye gideceğim konusunda iğne ucu kadar bir düşüncem yoktu. Tam o kararsız günlerimde Tahsin isminde bir arkadaşım aradı. Ona durumumu anlatınca, “İzmir’e gel! Bir süre bana yardım edersin. Kendini toparladıktan sonra sana da küçük bir işyeri açarız!” diye bir teklifte bulundu. Tahsin 37 yaşındaydı ve o da benim gibi inşaat malzemesi işi yapıyordu. Tahsin’le toptancıdan tanışıyorduk. Tahsin aynı zamanda küçük çaplı müteahhitlik de yapıyordu.

Eşyalarımı evin bir odasına yerleştirip kilitledim ve evi kiraya verip İzmir’e, Tahsin’in yanına gittim. Tahsin eşi ve oğlu ile birlikte yaşıyordu ve güzel bir işi vardı. Ailece beni güleryüz ve samimiyetle karşıladılar. Tahsin’in yeni bitirdiği ve kendisinin de oturduğu apartmanın kapıcı dairesinin yanındaki küçük bodrum kata yerleştim. Kasabadan gerekli olan birkaç eşyamı da getirip evi düzene koydum.

Oturduğum mekana ve işyerine adapte olmam fazla uzun sürmedi. İnşaat malzeme işi zaten ihtisasım olan bir işti. Tahsin ile sabah birlikte işe gidiyorduk. Gün boyu onun yapması gereken işleri yapıyor olmam, onu rahatlatmıştı ve böylece o müteahhitlik işi ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştı. Günler böyle devam ederken, bir gün Tahsin’in baldızı nişanlanıyordu. Asuman ve Tahsin nişana gideceklerdi. Yola çıkarlarken Asuman benim kapıya gelmiş ve Cenk’i bana emanet etmiş, “Üç gün kalacağız Hüseyin Abi. Cenk’e bu zaman içerisinde göz kulak olursan sevinirim. Biliyorsun ipsiz sapsız bir çocuk. Lütfen ona göz kulak ol!” demişti. Gözlerinin arkada olmaması gerektiğini söyledim onlara. Oğulları Cenk’i ve işyerini bana emanet etmeleri hoşuma da gitmişti açıkçası. Zaten iki gün mesai vardı; Cuma günü yola çıkmışlardı, Pazar gecesi döneceklerdi.

Cenk 17 yaşındaydı ve üniversiteye hazırlandığını iddia ediyordu, ama gün boyu İzmir’de gezip dolaşıyordu. Cuma günü akşam yemeği Cenk ile birlikte yedik. Cenk arkadaşı ile buluşacağını söyleyip evden çıktı ve söz verdiği gibi erken saatte eve geri döndü. Ertesi günü de benimle birlikte işyerine geldi. Gün boyunca benimle birlikte müşterilere baktı ve işyerinde oyalandı. Bir ara yalnız kaldığımızda, bana, akşam için bir proğramımın olup olmadığını sordu ve “Bu akşam içelim Hüseyin abi!” dedi ardından. “Ben dışarıya çıkmıyorum biliyorsun. İçersem evde içerim. Kabul edersen, buyur gel!” dedim.

Kabul etti ve akşam güzel bir sofra kurup içmeye başladık. Cenk yavaş içiyordu, çünkü içkiye pek alışık değildi. İkinci dublesini yarıladığında mayışmaya başlamıştı. Mayışmanın ardından dili de çözüldü Cenk’in. Sohbet bir anda cinselliğe geldi, dayandı. “Hüseyin abi, 3 aydır buradasın ama bir gün seni bir kadınla görmedim!” dedi. “Oğlum sana mı göstereceğim siktiğim kadınları?” dedim gülerek. “Nerede yapıyorsun bu işi abi? Geneleve mi gidiyorsun?” dedi. “Ne işim var lan pisliğin içinde? Piyasada bir sürü temiz mekan varken geneleve mi giderim?” diye çıkıştım. Bu sohbet fazla sürmedi, çünkü Cenk kısa bir süre sonra çekyatın üzerinde sızıp kalmıştı. Yaz günü olduğu için üzerine bir şey örtmeye de gerek yoktu. Ben de içkimi içip, etrafı topladıktan sonra gidip yattım, çünkü epey içmiş ve ağırlaşmıştım. Hemen uyumuşum…

Bir ara yarağımın okşandığını farkettim ve uyandım. Gözlerimi hafif aralayarak baktığımda Cenk’i gördüm. Benim yatağın kenarına oturmuş, yarağımı boxerimin üzerinden tüy hafifliğiyle okşuyordu. Habersizmişim gibi gözlerim kapalı beklemeye başladım. Cenk’in okşamalarıyla yarağım kısa sürede kazık gibi olmuştu. Cenk sertleşen yarağımı boxerden çıkardı ve gövdesinden tutup sıvazlamaya başladı. Sonra eğilip kafasına bir öpücük kondurdu. Elleri bir kadınınkiler kadar pürüzsüz ve narindi. Sonra eğilip yarağımın kafasını ağzına aldı. Küçük dil darbeleriyle yalıyor, ağzına sokabildiği kadar sokup emiyordu. Bunu o kadar nazik ve narince yapıyordu ki, bir kadın bile bu incelikte yapamazdı…

Ben artık dayanamadım ve “Çok güzel yapıyorsun, devam et!” dedim. Aniden fırladı ve yataktan aşağıya indi. Gözlerimi açıp ona baktım, korku ve utanarak bakıyordu bana. Elimi uzatarak, “Gel buraya!” dedim. Ürkekçe yaklaştı ve yatağın kenarına oturdu. Uzanıp elini tuttum ve kendime çektim. Gözleri korku ve soru sorar şekliyle bana bakıyordu. Omuzundan tutup kendime çektim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bu öpücük ona cesaret vermişti; yay gibi gergin olan vücudu bir anda relax duruma geçmiş, gevşemişti. Kısa süre sonra eğilip dudaklarıma öpücüğü kendisi kondurdu…

Bunu belinden tutup yatağa çektim ve yanıma yatırdım. Dudaklarımız birleşmişti. Pamuk gibi dudaklarıyla dudaklarımı yalıyor, emiyordu. Dilimi ağzına alıp emiyor, diliyle ağzımda geziniyordu. Elini tutup yarağımın üzerine götürdüm. Biraz önceki gibi yine gövdesinden tutup sıvazlamaya, okşamaya başladı yarağımı. Cenk’in başını tutup yarağıma doğru ittim. Yarağımı yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı yeniden. “Çok güzelsin bebeğim!” dedim. Yarağımı ağzından çıkarıp yüzüme baktı ve gülümsedi. Bu gülüş o kadar seksiydi ki, şaşırdım bir anda. Hiç bir kadın yatakta bana bu kadar seksi ve içten gülümsememişti. Beynindeki kadınlık yüzüne vuruyordu Cenk’in…

Sonra yarağımı bırakıp, soyunmaya başladı. Çırılçıplak soyunduktan sonra yeniden yarağımı kavradı ve yalayıp emmeye devam etti. Yalayıp emmeyi çok seviyor olmalıydı, çünkü keyifle ve durmadan emiyor, yalıyordu yarağımı…

Bir süre daha yalayıp emdikten sonra doğruldu ve (Artık sikilmek istiyorum!) der gibi yüzüme baktı. “Çekmecede el kremi var!” dedim. Yataktan kalkıp kremi alıp geldi. Yarağımın her tarafını güzelce kremledi ve eliyle iyice yedirdi. Sonra iki parmağına aldığı kremle göt deliğini kremlemeye başladı. Sonra üzerime çıktı ve gövdesinden kavradığı yarağımı göt deliğine dayadı. Yavaşça kendini bıraktı, ama yarağımın kafası Cenk’in dar göt deliğine girmiyordu birtürlü. Birkaç kez denedi, ama acıdan kendini kasması girmesini engelliyordu…

“Gel, yat şöyle!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Saçlarını okşarken dudaklarına öpücük kondurdum ve “İstiyor musun?” diye sordum. “Üç aydan beri bu anı hayal ediyorum Hüseyin Abi!” dedi. “Daha önce yaptın mı bu işi?” dedim. “Arkadaşım Selim ile ara sıra yapıyoruz!” dedi. “Onunla yaparken acıyor mu peki?” dedim. “Hayır. Onunkinin kalınlığı seninkinin yarısı kadar bile değil. Seninki çok kalın!” dedi. Omuzundan tutup sırtını kendime çevirdim. O andan itibaren benim söylediklerimi yapmaya başlamıştı. Kalçasını geriye doğru vermesini söyledim. Uysal bir kedi gibi önümde keçiören escort ne söylersem yapıyordu. Bacağını kaldırdığımda göt deliği önümde küçük bir düğme gibi görünüyordu…

Yarağımın kafasını göt deliğine sürtmeye başladım. Cenk derin inlemelerle yarağı gerçekten de istediğini belli ediyordu. “Sıkma kendini!” dedim. “Sıkmıyorum ki! Kafası çok büyük Hüseyin Abi ya!” dedi. Yarağımı göt deliğini ağzına getirdim ve bastırdım. Yol açılmamıştı ki daha, Cenk kendini kastı. Geri çekildim ve bir süre bekledim. Sonra yeniden yarağın kafasını deliğin ağzına getirip sürtmeye başladım. Bacaklarını daha da açmış, göt deliğini iyice ortaya çıkartmıştı. Yarrağımın kafasını deliğin ağzına dayadım ve bekledim. Sokacağımı düşünüyordu, ama yapmadım. Öylece bekledim bir süre. Yavaş hareketlerle deliğe yükleniyordum, ama orada bırakıyordum, sokmaya çalışmıyordum. Cenk bu süre içinde yarağı sokmayacağımı düşünmeye başlamış olmalıydı ki, kendini iyice bıraktı. İşte o anda yarağımı deliğe ittirdim ve birden kafası göt deliğinin içine girdi. Cenk kısa bir çığlık attı, ama durdu öylece. Ben bekledim. Yarağımın kafası içindeydi ve hareketsiz duruyordum. Cenk te kımıldamadan önümde bekliyordu…

“Acıdı mı?” diye sordum. “Acıdı, ama önemli değil!” dedi. Sonra başını geriye döndürdü ve biraz önceki gülümsemeyle yüzüme bakıp, “Bu yarağı istiyorum Hüsyin abi!” dedi. “O zaman kendini bana bırak!” dedim. Yarağın kafasını geriye çektim, ama çıkarmadan geri yüklendim. Cenk’in göt deliği o kadar dardı ki, yarağımın derisi yüzülüyor gibiydi sanki. Bir kaç hamle daha yaparak yarağımı yarıya kadar sokmuştum Cenk’in dar göt deliğine. Cenk derinden iniltilerle acıya katlanmanın yollarını bulmaya çalışıyor gibiydi. Ihılıyor, derinden acı çığlıkları atıyordu, ama sesini çıkartmamaya özen gösteriyordu. Bir süre bekledikten sonra yarağımı kafasına kadar çıkardım ve yeniden yüklendim. Bu çekip sokmaları belli aralıklarla yapıyordum. Bir süre sonra yarağım köküne kadar dar göt deliğinin içindeydi. Kasıklarım kalçalarına yapıştığında Cenk başını çevirdi ve yaş süzülen gözleriye bana baktı, “Yırtıldı mı Hüseyin Abi?” diye sordu.

Gözyaşlarını parmaklarımla sildim ve uzanıp dudaklarına öpücük kondurdum. “Hayır bebeğim, yırtılmadı. Sen öyle hissediyorsun. Götün çok güzel!” deyip, hareketsiz durdum bir süre. Cenk arkaya uzattığı elleriyle vücudumda dokunabildiği yerleri okşuyor, vücudumu seviyordu adeta. Sonra kendini öne doğru çekip geriye verdi. Yarağım yarıya kadar göt deliğinden çıkmış, yeniden köküne kadar girmişti. Bunu rutin bir şekilde yapmaya başladı Cenk. Artık yarağım yarıya kadar çıkıyor, sonra köküne kadar göt deliğine giriyordu. Yüzüme bakıp, “Bunu arzuladım hep 3 aydan bu yana! Çok tatlı bir yarağın var Hüseyin Abi!” dedi. “Senin götün de çok güzel bebeğim!” dedim. Birkaç kez daha sokup çıkarttıktan sonra, yarağımı götünden çıkardı ve kalktı. Kendi elleriyle benim vücudumu düzene koydu. Geriye doğru çekti beni, başımın altına üç tane yastık koydu ve yarı oturur pozisyona getirdi. Sonra yüzü bana dönük şekilde apıştı ve yarağımı eliyle göt deliğine dayayıp oturdu. Yarak zorlanarak dar götün içinde yok olmuştu…

Öylece durdu ve yüzüme baktı, “Erkeğim benim!” diyerek dudaklarıma öpücük kondurdu ve “Yarağın içimi parçalarken gözlerine bakmak istiyorum!” dedi. O an gördüm Cenk’in sikini; pörsümüş, küçük bir parça et gibi duruyordu önünde. Yavaş hareketlerle üzerimde oturup kalkmaya başaldı sonra. Elleri göğüslerimdeydi ve farkında olmadan okşuyordu. Yarağım dar göt deliğinin içinde yılan gibi kıvrılarak gidip geliyordu. Heyecanım artmaya başlamıştı; sonra alttan darbelerle ona eşlik etmeye başladım. “Sok erkeğim! Doyur beni yarağa! Ohhh… Hiç bu kadar keyif almamıştım. Çok güzel sikiyorsun!” diyordu.

Sonra üzerimden kaldırdım ve sırt üstü yatağa yatırdım. Bacaklarını göğüslerine doğru çektirdim ve kabak gibi önüme çıkan götüne yarağımı yerleştirdim. Acele etmiyordum hiç, Cenk’in dar götü sabaha kadar benimdi. Yavaş hareketlerle girip çıkarken, eğilip dudaklarını emmeye, yalamaya başladım. İkimizin dudakları ve dilleri dans ediyordu artık. Cenk inliyor, kıvranıyordu altımda. “Hüseyinim! Kocacığım! Erkeğim! Sok! Oohhh! Çok güzel sikiyorsun! Hayal ettiğim gibisin erkeğim! Doyur karını yarağa bu gece! Sik beni erkeğim sabaha kadar!” diyordu…

Uzun zaman öpüşüp sevişerek sikiştik. Yarağım halen ilk andaki gibi zor girip çıkıyordu göt deliğine. Fazla sikilmemiş, fazla hırpalanmamış taze götü sikmek o kadar keyifliydi ki, boşalmayı unutmuştum. Cenk de sanki sikişmenin sonunda boşalma olmayacakmış gibi, hep böyle sürüp gidecekmiş gibi davranıyordu. Sonra çıkardım yarağımı götünden. Önümde köpek pozisyonuna getirdim ve arkasına geçip yarağımı yeniden soktum köküne kadar. İnce belinden iki elimle kavradım ve sert darbelerle girip çıkmaya başladım. Yarağımı kafasına kadar çıkartıyor, köküne kadar sokuyordum. Cenk altımda deli gibi kıvranıyor, kendini geriye verip yarağımı daha da içine almaya çalışıyordu. “Sok! Sok! Kökle erkeğim!” diye inliyordu. Sanki boşalırsam büyü bozulacak gibi geliyordu bana. Yarım saatten fazladır siktiğim dar götün ağzı artık kızarmaya başlamıştı. Sert darbelerle sikmeye devam ederken belinden sıkıca kavramıştım. Artık iyice yükleniyordum ve yarağımı taşaklarıma kadar sokuyordum…

İnlemelerimden boşalacağımı anlamıştı Cenk. “İçime boşal erkeğim! Döllerinle götümü sula! Doldur döllerinle götümü! Ohhh! Çok güzel!” diyordu. Son bir kez çekip yüklendim ve köküne kadar sokup döllerimi dar götün içine akıtmaya başladım. Belinden tutuyor olmasam yatağa düşecektim. Titreyerek içine boşalttım döllerimi. Cenk te, ben içine boşalırken göt kaslarıyla yarağımı sağıyordu adeta. Kasılmalarıyla bana yardım ediyordu. Bir yandan da tek düze inliyordu, “Ohhh! Ohhh! Ohhh!” diye. İkimiz de aynı anda vücutlarımızı yatağa bıraktık. Cenk altımda yatıyordu. Ben yarağımı çıkarmadan üzerine kapandım ve öylece yattık bir süre…

Sonra Cenk başını çevirdi ve bana aynı bakışla baktı. Eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdum. Sonra yarağımı göt deliğinden çıkardım ve yatağa attım kendimi. Cenk yan dönüp vücudunu vücuduma doladı ve bana sarıldı, ardından da, “Güzel miydi” diye sordu. Bu laf beni deli ediyordu. Başını tutup gözlerini kendime çevirdim. “Bunu bir daha söyleme, tamam mı?” dedim. “Tamam aşkım!” diyerek dudaklarımdan öptü. “Ne kadar zamandır yapıyorsun bu işi?” diye sordum. “Yaklaşık bir yıldan beni Selim ile birbirimizi sikiyoruz. Aklımıza gelen her yerde sikişiyoruz Selim ile. O benim içime boşalıyor, ben de onun. Bak aşkım; yemin ediyorum, sikişmenin bu kadar keyifli olacağını rüyamda görsem inanmazdım. Yarağın çok tatlı ve beni iliklerime kadar titrettin!” dedi. “Boşaldın mı sen?” dedim. “Evet, avucuma boşaldım ve hepsini de yuttum, sen görmeyesin diye.” dedi…

“Hadi keçiören escort bayan bana sigara getir!” dedim. Hızla yerinden kalktı ve dudaklarımdan öperek yataktan fırladı. Önceden benim yatakta sigara içme keyfimi biliyormuş gibi tüm düzeneği getirmişti. Çakmak, sigara, küllük, hepsini de yandaki sehpanın üzerine koydu ve bana bir sigara yaktı verdi. Sonra da, “Çay içelim mi aşkım?” diye sordu. “Sen bilirsin.” dedim. O gülümsemeyi yüzünden hiç eksik etmiyordu tatlı oğlanım. Koşarcasına mutfağa gitti, çay suyunu koyup geldi ve yanıma uzandı. Eliyle vücudumda dolaşmaya başladı ardından. “Biliyor musun Selim ile sikişirken yalnızca boşalmak için yapıyordum bunu. Ama hep hayal etmiştim; bir erkeğim olsun ve o içime girsin ve iliklerine kadar içime boşalsın, diye. Yan yana uzanıp uyumayı, ona dokunurken tenini herşeyiyle hissetmeyi arzu ettim bunca zaman. Sana sigaranı getirmek, çay koymak benim için çok keyifli aşkım. Biliyor musun, bunları hayal ettim bunca zaman. Selim ile ilişkimiz yalnızca orgazm üzerine kurulu. Ben daha fazslasını istedim hep. Sanırım buldum da!” dedi.

Sevecen ve samimi tavırlarıyla beni mest ediyordu Cenk. Bir kadından daha sıcak ve yakındı sanki. Daha önce de erkekleri götünden sikmiş ve keyif almıştım, ama Cenk’i siktikten sonra da yanımda bulundurmak bana erkeklik keyfi veriyordu. “Tazesin, götün çok tatlı ve tahmin ettiğimden çok daha sıkı. Seni sikerken aldığım keyfi şu an yanımda uzanırken de alıyorum, emin ol!” dedim. Hızla döndü ve bana öyle bir sarıldı ki, boynumu koparıyor sandım. “Seni seviyorum! Seni seviyorum!” diye sayıklıyordu durmadan. “Ben de seni seviyorum da, çay suyu kaynamaktan kalmadı. Hadi git şunu demleyip gel!” dedim. “Derhal kocacığım!” deyip fırladı mutfağa…

Çaylarımızı içtikten sonra yeniden sevişmeye başladık. Daha doğrusu ben yatakta sırtüstü uzanırken Cenk tepeden tırnağa beni sevmeye, öpüp yalamaya başladı. Dakikalarca öptü, yaladı vücudumu. Sonra sertleşen yarağımı ağzına aldı ve emdi, yaladı. Yüzü bana dönük üzerime oturdu ve yarağımı dar göt deliğine aldı ve dakikalarca üzerimde zıpladı durdu. Pozisyondan pozisyona giriyor, kendini bana her şekilde siktiriyordu. Bir saat kadar sonra yine götünün içine döllerimi bıraktığımda elektriğe yakalanmış gibi titriyordu. Bu kez de boşalmıştı, ama avucuna değil, yatağa boşalmıştı. Çarşafı kendi elleriyle yıkadı, astı ve yenisini serdi. İkinci sikişmemizden sonra uyuyup kalmışız.

Ertesi gün Cenk benden önce uyanmış, yine yarağımı yalıyor, emiyordu. Vakit öğleden sonra olmuştu. Bir posta daha sikiştikten sonra evi toparlamaya başladık. Eşyaları yerli yerine yerleştirdik, mutfağı temizledik ve kendimize çeki düzen verdik. Bu ara Tahsin aradı, Cenk ile ilgili, yaramazlık yapıp yapmadığı hakkında birkaç soru sordu. Ben de, “Gözünüz arkada olmasın. Cenk dizimin dibinden ayrılmadı ve hiç yaramazlık yapmadı.” dedim. Gece geç saatlerde geleceklermiş. Onlar gelene kadar iki posta daha siktim Cenk’i ve evlerine gönderdim. Sonra ben de yattım uyudum….

Ertesi sabah kapının ziliyle uyandım. Kapıyı açtığımda Asuman bana gülümseyerek, “Günaydın Hüseyin abi! Dün gece geldiğimizden beri Cenk ölü gibi yatıyor, çocuğu haddinden fazla yordun herhalde?” dedi. Ben de, “Biraz içtik… İçkinin tesiriyle uyuyordur!” dedim. Asuman yine gülümseyerek yüzüme baktı ve “Umarım öyledir!” dedi ve Cenk’e gözkulak olduğum için teşekkür edip gitti. Merdivenlerden çıkarken başını sallıyordu. Acaba birşeyden mi şüphelenmişti?

Artık Cenk’i her fırsat bulduğumuda sikiyordum. Genellikle akşamları bir fırsatını bulup bana geliyor ve kendini siktiriyordu. Cenk’in götü kalın yarağıma alışmıştı ve rahatlıkla alıyordu. “Hüseyin abi, sen sikerken aldığım keyfi tahmin bile edemezsin!” diyordu. “Ben de seni sikerken çok zevk alıyorum!” dediğimde mest oluyordu. “Senin zevk alarak orgazm olduğunu görmek benim için ayrı bir keyif!” diyor, meni mutlu etmek için çırpınıyordu sanki. Çıtır bir oğlan sevgilim olmuştu sizin anlayacağınız. Bir kadının deliler gibi sevdiği kocasıyla sikişirken söylediği sözlerden daha içten ve samimi sözler söylüyordu Cenk götünü siktirirken. Bir gün ona arkadaşı Selim’i sordum. Görüşmediklerini söyledi, “Seninle başladıktan sonra onunla birdaha yapmadık.” dedi. “Şüphelenmiştir.” dedim. “Hiç umurumda değil, kendine başka bir partner bulsun ibne!” dedi.

Cenk’i ilk siktiğimin üstünden bir ay falan geçmişti. Tahsin ile Asuman o haftasonu Çeşme’ye gideceklerdi. Bana da teklif ettiler, ama ben kabul etmedim. Ben gitmeyince Cenk de gitmekten vazgeçti. Asuman, “Bu çocuk sana fena bağlandı…” dedi kapıdan çıkarken. Ben de, “Birlikte ders bile çalışıyoruz Cenk ile. Yapacak bir şeyler buluyoruz…” dedim. “Belli! Sana takılmaya başladıktan sonra çocuğun yürüyüşü değişti!” dedi Asuman gülerek. Cevap vermediğimi görünce, imalı şekilde yüzüme baktı ve “Sana fazla bağlandı oğlan! Sanki sana aşık oldu!” dedi yine gülerek. Ben de, “Belki de babasından ve senden göremediği şefkati buluyordur bende!” diye çıkıştım. Ama Asuman gülerek arabada bekleyen Tahsin’in yanına gitti, bindi arabaya…

Onlar yola çıktıktan sonra biz Cenk ile benim daireye girdik. Girer girmez Cenk elini pantolonumun önüne attı ve yarağımı avuçladı. “Özledim bu canavarı!” diyerek önümde diz çöktü ve fermuarı açıp yarağımı ağzına aldı. Deli gibi yalıyor, ağzına alıp koparırcasına emiyordu. Yarağım kısa sürede kazık gibi olmuştu. Cenk bir yandan yarağımı emiyor bir yandan da üzerindekileri çıkarıyordu. Kısa sürede çırılcçıplak kalmıştı. Ayağa kalkıp benim üzerimdekileri çıkarmaya başladı. O anda telefonu çaldı. Telefonu eline alıp baktı, yüzünü buruşturup meşgule bastı ve çekyatın üzerine attı. Arayan Selim’di. Yeniden aradı, Cenk yine meşgule aldı. “Neden meşgule alıyorsun? Açsana!” dedim. “İşim var şimdi!” diyerek üzerimdekileri çıkarmaya devam etti. Kısa sürede ben de çırılçıplak kalmıştım, ama telefon çalmaya devam ediyordu. “Hadi aç şunu!” dedim…

Telefonu açtı. Selim bir yere çağırıyordu, ama Cenk gelmeyeceğini söyledi ve telefonu kapattı. Ben yatak odasına gitmiş kendimi yatağa atmıştım. Cenk, Selim’e kızmış olmalı ki, öfkeliydi yanıma geldiğinde. “Ne istiyor?” diye sordum. “Boş ver ya! Beni özlemiş. Buluşalım, diyor!” dedi. “Çağır gelsin!” dedim. Cenk yüzüme baktı; Selim’i kıskanıyor gibiydi. “Gelmesin İbne!” dedi. “Gel şöyle otur!” dedim. Gelip yatağın kenarına oturdu. “Ben seni sikerken boşalıyorsun. Tamamen pasif bir erkek olmanı istemiyorum. Sen de ara sıra bir am ya da göt sikmelisin, bunu istiyorsun aslında. Çağır Selim’i, birlikte sikelim. Hem sen de sıcak bir delik bulmuş olursun. Hadi, ara şunu!” dedim. Cenk ise beni sevdiğini, başkasıyla paylaşmak istemediğini falan söyledi, ama sonunda ikna ettim. Selim’i aradı ve benim eve gelmesini söyledi. “Hemen geliyormuş İbne!” dedi…

O etlik escort gelene kadar biz üzerimizi giydik ve mutfakta çay demlemeye geçtik. Kısa süre sonra Selim kapıdaydı. Uzun boylu, parıldayan teniyle kız gibi bir çocuktu. Ürkek tavırlarıyla girdi içeriye. Görüntü olarak edilgen bir şekli vardı. Cenk başlangıçta ona tavır koyar gibi davrandı, ama sonradan yapmaması için işaret edince samimileşti. Çayı devmleyip salona geçtik. Küçük evimde zaten bütün odalar kutu gibi, birbirine de bitişikti. Demliği ve bardakları sehpanın üzerine koyduk, demlenmesini bekledik. Sonra, “Selim şu çayları koy bakalım!” dedim. Selim aceleyle çayı bardaklara koyup bize ikram etti. Ben zaman geçirmeden konuya girdim, “Üç haftadır buluşmuyorsunuz ve sen Cenk’i özledin, öyle mi?” dedim. Selim utanarak başını önüne eğdi ve cevap vermedi. Bir yandan çayımızı içiyor, bir yandan konuşuyorduk. Daha doğrusu ben konuşuyordum. “Cenk benimle ders çalışıyor! Üniversiteyi bu sene kazanmaya kararlı. Sen çalışıyormusun peki?” dedim. “Çalışıyorum.” derken sesi titriyordu…

Kısa süre sonra çaylar bitmişti. Selim’e, “Gel bakalım Cenk’in yanına!” dedim. Selim başı önünde, utangaç tavrını sürdürüyordu. “Yavrum, özlediğini söylüyorsun ama yanına gelmeye utanıyorsun. Nasıl olacak bu iş? Hadi kalkın, utanacak bir şey yok!” dedim ve Cenk’e işaret ettim. Cenk yerinden kalkıp Selim’in yanına gitti ve kolundan tutup ayağa kaldırdı. Ayakta öpüşmeye başladılar birden. Selim deli gibi saldırmıştı birden Cenk’e. Bir yandan öpüşüyorlar, diğer yandan üzerlerinde ne varsa çıkartıyorlardı. Kısa süre sonra ikisi de çırılçıplak kalmıştı. Selim’in gerçekten de sülün gibi bir vücudu vardı. Geriye doğru çıkık kalçaları, bütün kadınları kıskandıracak kadar diri ve yuvarlaktı. “Hadi bakalım, doğru yatağa!” dedim ikisine de. Sarmaş dolaş yatakodasına yöneldiler. Arkalarından ben de yürüdüm…

Bir anda 69 pozisyonuna geçmişlerdi. Selim koparırcasına Cenk’in sikini yalıyor, emiyordu. Cenk de onun sikini kavramıştı ki, ben elini tutup çektim, ona dokunmamasını işaret ettim. Bu ara ben de üzerimdekileri çıkarttım ve yarağımı Cenk’in ağzına dayadım. Cenk Selim’in sikini bırakıp benim yarağı emmeye başladı. Yarağım kısa sürede kazık gibi olmuştu. Cenk’in siki de çatlayacak kadar sertleşmişti. Selim’in küçük siki de kımıldamaya başlamıştı, ama pek icraat sergilemiyordu. Yarağımı Cenk’in ağzından kurtardım ve yatağın üzerine çıktım. Selim’in bembeyaz kalçalarını tutup köpek pozisyonuna getirdim ve arkasına geçtim. Selim neler olduğunu anlamak için dönüp yüzüme baktı. Ona, “Sikilmek istemiyor musun?” diye sordum. O da, “Seninki çok kalın Hüseyin Abi.” dedi. “Tamam ozaman, önce Cenk sikecek!” dedim. Cenk sikini Selim’in ağzından kurtardı ve çekmeceden aldığı kremle yarağını kremleyip Selim’in arkasına geçti. İnce ve uzun sikini yavaşça Selim’in götüne sokmaya başladı. Selim götü sikilmeye alışık olduğundan inleyerek köküne kadar aldı…

Ben de Selim’in önüne geçtim ve yarağımı ağzına verdim. “Özledin mi Cenk’in sikini?” diye sordum. Selim cevap vermeden benim yarağmı ağzına alıp emmeye başladı. Kalın yarağımı gırtlağına kadar alıyor, emiyor, başına dil darbeleriyle masaj yapıyordu. Selim’e, “Lan sen Cenk’ten başkalarıyla da sikişiyorsun, değil mi?” diye sordum. Yarağımı ağzından çıkarmadan yüzüme baktı ve ‘Hayır’ der gibi başını salladı. “İyi de Cenk’ten çok daha güzel yalıyor, emiyorsun!” dedim. Cenk deli gibi Selim’i sikiyordu ve “Bu çok güzel yalar Hüseyin abi! Kaç kez götüne girmeden ağzına boşaldım ben bunun!” dedi. “Sik Cenk! İyi sik, doyuralım bugün bu ibneyi yarağa. İçine boşal da benimkini alırken götü zorlanmasın. Döllerinle kayganlaştır ibnenin götünü. Güzel mi götü ibnenin?” dedim. Cenk de, “Ben de özlemişim bu götü sikmeyi. Harika bir götü var ibnenin!” dedi. “Hemen boşalma! Götünü iyice genişletene kadar sik ibnenin. Keyfini çıkar sikmenin!” dedim…

Selim bir yandan benim yarağımı emip yalarken, diğer yandan Cenk’in götünü sikmesinden aldığı keyifle derinden inliyor, ıhıldıyordu. Sikilmekten gerçekten de keyif alıyordu ibne. Cenk Selim’in belinden sıkıca tutup hızlıca girip çıkmaya başladı. “Gelme hemen! Sik biraz daha. Tadını çıkart!” dedim. “Dayanamıyorum!” dedi ve sikini köküne kadar sokup boşalmaya başladı Selim’in içine. Selim yarağımı emmeyi bırakıp içine boşalan döllerin keyfini çıkarıyordu. Gözlerini yummuş, inliyordu adeta. Biraz sonra Cenk Selim’in götünden çıkıp kendini yatağa attı. Selim öylece duruyor, yarağımı sıvazlıyordu. Yarağımı elinden çekip arkasına geçtim. Cenk’in dölleri götünün ağzında görünüyordu. Yarağımı tutup başını dayadım ve yüklendim. Benim yarak bir süredir sikilen götün içine zorlanarak da olsa girmişti. Selim acıyla inledi. Yarağımı köküne kadar sokup bekledim. “Ay… Hüseyin Abi. Çok acıdı. Dur, bekle öyle!” dedi. “Alışacaksın!” dedim, ama bir süre bekledim…

Gerçeten de sıkı ve alev gibi yanan bir götü vardı Selim’in. Yarağımı yavaşça çıkardım ve yeniden köküne kadar soktum. Selim’in götü gerçekten de Cenk’in götünden çok daha sıkıydı. İnce belinden tutup sertçe sikmeye başladım Selim’i. Cenk yatağa uzanmış bizi izliyordu. “Yarağını Selim’e ver, kaldırsın!” dedim. Cenk Selim’in önüne geçti ve yarağını Selim’in ağzına dayadı. Selim götündeki yaraktan aldığı keyifle Cenk’in yarağını yalayıp emmeye başladı. Cenk’in yarağı kısa süre sonra kazık gibi olmuştu. Yarağımı Selim’in götünden çıkarıp, Cenk’in sokmasını söyledim. Cenk yarağını Selim’in götüne soktu ve girip çıkmaya başladı.

Ben de Cenk’in arkasına geçtim ve yarağımı Cenk’in götüne dayayap yerleştirdim. Cenk bir yandan Selim’in götünü sikerken, bir yandan da benim yarağımı köküne kadar almaya çalşıyordu. Pozisyondan pozisyona giriyorduk. Bir süre sonra tam şekli bulmuştuk. Selim dizlerini göğsüne çekerek oturmuş ve göğsünü yatağa yapıştırmıştı. Cenk bacaklarını açarak Selim’in götüne yaklaşmış ve yarağını köklemişti. Cenk’in götü açılmış, karşımdaydı. Yarağımı Cenk’in götüne yerleştirdim ve girip çıkmaya başladım. Cenk bir süre sonra titremeye başlamıştı. Ona erken boşalmaması için uyarıda bulundum, ama kendini yine tutamadı ve Selim’in götüne döllerini boşaltmaya başladı. Ben de beklemeden Cenk’in götüne boşalmaya başladım…

Üçümüz de yatağa serilmiştik. Cenk beni öpücüklere boğuyor, Selim de Cenk’in yarağını okşuyordu. İkisi de sikişten keyif almış görünüyordu. Selim’e boşalıp boşalmadığını sordum. Boşalmamıştı. “Önemli değil. Boşalmak aklıma bile gelmemiş. Sikilmek daha keyifli!” dedi. Ben de, “Bundan sonra kendini siktirmek istediğinde bize geleceksin. Seni yarağa doyururuz, gidersin. Tamam mı?” dedim. “Tamam abi!” dedi.

O gün akşama kadar Selim bizimle birlikte kaldı. Selim’in sıkı götünü çok sevmiştim, bir kez daha siktim. Yaklaşık bir saate yakın o dar götün içinde gidip geldim ve döllerimi içine boca ettim. Pürüzsüz teni ve sıkı götü gerçekten de okşanıp sikilmeye değerdi Selim’in…

Göt haremimi kurmuştum artık. Göt sikmekten aldığım keyifle iki taze götü her fırsatta sikiyorum. Selim ve Cenk de hayatlarından memnun!

[Hüseyin]

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir